Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

derece ne demek?

 - 8 sözlük, 9 sonuç.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

derece anlamı İng. degree Alm. Grad Fr. degré
1- Sıcaklık ölçeği birimi, suyun donma noktasını 0, kaynama noktasına 100 sayarak düzenlenen bölmelerin her biri. 2- Açı birimi; bir çemberin çevresi 360 eşit parçaya bölünürse bir parçayı özekten gören açı. 3- Bir denklemdeki terimlerin en yüksek üstlüsünün üst sayısı.

BSTS / Gökbilim Terimleri Sözlüğü

derece anlamı İng. degree Alm. Grad Fr. degré
1) Açı birimi: Bir çemberin 360 eşit parçasından birini gören merkez açı. 2) Sıcaklık birimi: Suyun donma noktası i!e kaynama noktası arasında bir sıcakölçerin yükselme niceliği. 100 derece santigrad olarak kabul edilir ve 100°C ile gösterilir. 3) Denklemler ölçüsü: Bir denklemde bilinmeyenin en büyük üssünün sayı değeri. Örnek: 2 X² +5 x + 7=0 ikinci dereceden, 2X5 - 7 X² - 6=0 beşinci dereceden bir denklemdir.4) Genel olarak: Kesikli olarak artma ve eksilmelerde basamak, kerre ya da oran anlamında kullanılır; bağlılık derecesi, aklık derecesi gibi.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

derece anlamı Fr. degré
(matematik)

BSTS / Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü

derece anlamı İng. degree, strength Osm. derece Fr. degré, titre
1. Viski, likör ve benzeri sıvıların 15. santigrat devinme kertesinde oylumunca kapsadığı saf alkol ki yüzde ya da binde oranıyle değerlendirilir. 2. Bir şeyin değerini belirtmek üzere kullanılan ölçü birimi.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

derece anlamı
(I) 1. Dökümcülükte kalıp alınırken kumu tutan çerçeve. (-Bursa) 2. Altın ve gümüş çubuk dökmek için kullanılan oluklu demir kalıp. (-Bursa)
derece anlamı
(II) Tüfenk namlusuna belirli ölçüde barutla saçmayı koymayı sağlayan demir araç. (*Kemalpaşa -İzmir)

Güncel Türkçe Sözlük

derece anlamı
is. 1. Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe: "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." -Ö. Seyfettin. 2. e. Denli, kadar: "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." -E. E. Talu. 3. fiz. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri: Sıcakölçerin dereceleri. 4. fiz. Sıcaklıkölçer: "Hastaların ateşini ölçen aletle, dereceyle ancak asker ocağında karşılaşabilirdi." -N. Hikmet. 5. kim. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim. 6. mat. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi: Dik açılar doksan derecedir. 7. sp. Başarı gösterme.

Türkçe - İngilizce

derece anlamı
isim
1) degree
2) rating
3) grade
4) extent
5) gradation
6) rate
7) rank
8) scale
9) thermometer
10) stage
11) pitch
12) step
13) clinical thermometer
14) remove
15) standard
16) states

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

derece anlamı
Eski evlerde kalın duvarları oyarak yapılan ve ufak tefek şeyler koymaya yarayan göz, hücre.

Zile -Tokat

derece eş anlamlısı

aşama
is. 1. Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye. 2. Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale: "Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi." -A. Kutlu. 3. sp. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap.
basamak
is. 1. Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri: "Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı." -P. Safa. 2. Derece, aşama, kerte, evre. 3. mec. Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer: "Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak." -H. E. Adıvar. 4. mat. Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane: Onlar basamağı. Yüzler basamağı. 5. mat. Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti.
kadar
e. 1. Ölçüsünde, derecesinde: "Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." -S. F. Abasıyanık. 2. Büyüklüğünde, genişliğinde: Bacak kadar çocuk. Avuç içi kadar yer. 3. Dek: "Saat ona kadar sokaklarda gezdi." -P. Safa. 4. Gibi: "İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur." -S. F. Abasıyanık. 5. Denli: "Bu merdivenleri, yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır." -Y. Z. Ortaç. 6. Süre belirten bir söz: "Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi." -R. H. Karay. 7. zf. Miktarda, derecede: "İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor." -H. E. Adıvar. 8. Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz: "Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu." -F. R. Atay.
mertebe
is. 1. Aşama, derece, rütbe: "Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir." -A. Ş. Hisar. 2. Evre, safha.
rütbe
is. 1. Mertebe, derece, paye. 2. Subay, astsubay ve polislerin sahip olduğu derece, mevki: "Ben de nişancı taburunun subaylarını rütbeleriyle, isimleriyle bilirdim." -N. Cumalı.
sıcaklıkölçer
is. fiz. Havanın sıcaklığını veya vücudun ısısını ölçmeye, göstermeye yarayan araç, derece, termometre.

"derece" için örnek kullanımlar

Derbide ki yönetiminden hem ben hem arkadaşlarım son derece memnunuz.
My friends and I are both extremely pleased that the management of derby.
Kaynak: htspor.com
Stat hem görünüm hem de akustik açısından son derece başarılı.
Highly successful in terms of both appearance and acoustic Stadium.
Kaynak: pressturk.com
Ağrılı küçük halterciler Türkiye şampiyonasında derece aldı.
Extremely small championships in Turkey was painful weightlifters.
Kaynak: timeturk.com
MINI John Cooper Works Paceman; son derece sportif ve dikkat çekici!
The MINI John Cooper Works paceman an extremely sporty and eye-catching!
Kaynak: otomobilgazetesi.com
Tanımdan anlaşılabileceği gibi santigrat , grat'ın (grad derece) yüzde biridir. Yüz anlamındaki centum ve derece anlamındaki gradus
Kaynak: Santigrat
Topoloji de derece, aynı boyutlu topolojik çokkatlı lar arasındaki sürekli gönderim ler için tanımlıdır. Çokkatlılar pürüzsüzse ve
Kaynak: Derece (Topoloji)
si olan 'istatistik' faslı uyumlu hale getirildi Altta ki tabloda Avrupa Birliği'ne üye olan 27 ülkenin birinci ve ikinci derece İBBS
Kaynak: Avrupa Birliği'nin birinci derece İBBS'si
İngiltere 'nin ve Birleşik Krallık 'ların başkent idir. 0 derece meridyen inin geçtiği Greenwich Londra yakınlarındadır. Londra dünyanın
Kaynak: Londra
Açısal dakika veya MOA bir derece nin altmışta birine eşit bir açısal ölçü birimidir Bir derece bir dairenin üçyüz altmışta biri olarak
Kaynak: Açısal dakika
Doktora, bir lisans veya yüksek lisans programını bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen bir derece veya
Kaynak: Doktora
Dünya yüzeyinde 72 derece güney ve kuzey enlemler arasında uzanan ve 9 boylam genişliğinde (bölgeler bir derece üst üste binecek Şekilde)
Kaynak: Dünya polikonik gridi
Türksat 2A (Eurasiasat 1), 42 derece doğu boylamındaki uydudur. fırlatılmış, 1 Şubat 2001 itibariyle 42 derece Doğu boylamında göreve başlamıştır.
Kaynak: Türksat 2A
100 santigrat derece civarındaki sıcaklık ta ve standart atmosferik basınç taki buhar, saftır, saydam gaz haldedir ve sıvı haldeki sudan
Kaynak: Buhar
Zodyak, ekliptiğin iki yanında, aşağı yukarı 10 derece genişliğinde, içinde Güneş'in ve gezegenlerin döndüğü bir gökkubbe kuşağıdır.
Kaynak: Zodyak
Bütün kenar ları ve açı ları (90'ar derece) birbirine eşit olan dörtgen dir. Matematiğin en temel geometrik şekilleri arasındadır.
Kaynak: Kare
Işık verimi veya aydınlatma verimi, bir ışık kaynağının yaydığı görünür ışığın ne derece iyi olduğunun ölçüsü olan fiziksel bir verimlilik
Kaynak: Işık verimi
Madalya, muharebelerde üstün başarı gösterenlere, önemli bir olay veya yarışma sonunda derece alanlara verilen madeni nişan.
Kaynak: Madalya

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.