koltuklamak (-i) 1. Koltuğu altına almak:
"Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken, Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş." -F. R. Atay. 2. Koltuğa girmek:
Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar. 3.
mec. Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak:
"Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar." -E. E. Talu.
pohpohlamak (-i) hlk. Birini, yüzüne karşı gereğinden çok övmek, koltuklamak, pehpehlemek:
"Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı." -A. Ağaoğlu.