Ayağa kalkan Kılıç toplantıya geri dönünce
olay tatlıya bağlandı.
Sword of standing up to the meeting around the event was compromised.
Kaynak: yeniasir.com.trWesley Sneijder'in Galatasaray'a gelişi kadar, eşi de
olay olmuştu.
Galatasaray until the arrival of Wesley Sneijder and his wife had been in the event.
Kaynak: stargundem.comArjantin'deki bir
olay bir anda dünyanın başka bir yerini etkileyebiliyor.
Else in the world can influence the location of an event in Argentina at a time.
Kaynak: ekonomi.haber7.comOlasılık kuramı nda
olay, kendisine bir olasılık değeri atanan sonuç küme sine verilen addır. herhangi bir altkümesi bir
olay oluşturmaktadır.
Kaynak: Olay (olasılık kuramı)Kesikli
olay simülasyon unda, sistem operasyonu kronolojik
olay basamakları olarak tanımlanır. Her
olay bir anda gerçekleşir ve sistemde
Kaynak: Kesikli olay simülasyonuOlay İşleyici, bilgisayar programlamada programdaki alınan girdileri işleyen bir eşzamansız geri çağırma altprogramıdır. Her
olayKaynak: Olay işleyici EIT (Event Information Table,
Olay Bilgi Tablosu), Sayısal Video Yayını nda mevcut yayın hakkında tüm
olay bilgilerini barındıran tablodur.
Kaynak: Olay bilgi tablosuGenel görelilik te
olay ufku, ışık ve maddenin artık kaçamadığı bölgeyi sınırlayan kuşağa 1 denir.
Olay ufku, herhangi bir fiziksel
Kaynak: Olay ufkuOlaya dayalı programlama,
olay güdümlü programlama veya
olay yönlendirmeli programlama, programın akışını kullanıcı hareketlerine göre
Kaynak: Olaya dayalı programlama