Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

aksiyon ne demek?

 - 6 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü

aksiyon anlamı
bakınız» hisse senedi

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

aksiyon anlamı Osm. esham Fr. action
(matematik)

BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü

aksiyon anlamı İng. action Alm. Handlung Fr. action
1. Eylem: Bir iş, hareket yapmak, bir davranışta bulunmak. 2. Davranış: Bir değişiklik getirebilecek etki uyandırabilecek düşünce ya da hareket. 3. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi; bu hareketten ortaya çıkan gelişim. 4. Baş olgu: Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. 5. Sıra olaylar: Bir oyunun metninde yer alan arka arkaya sıralanmış durumlar ve olaylar. 6. iç aksiyon: Oyunun havasını kuran gelişim. 7. Dış aksiyon: Oyunun olaylarında var olan hareket ve durumların gelişimi. 8. Konuşma aksiyonu: Oyunun konuşmalarında var olan devingenlik. Oyunu ileriye götüren anlatımdaki itici güç.

Güncel Türkçe Sözlük

aksiyon anlamı
is. 1. Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. 2. İnsan etkinliğinin veya iradesinin açığa çıkması. 3. Hareket, iş. 4. tic. Sermayenin belirli bir bölümü. 5. tic. Hisse senedi. 6. tiy. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi. 7. tiy. Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, hikâye, gelişim.

Türkçe - İngilizce

aksiyon anlamı
action

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

aksiyon anlamı Fr.action
1. Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması: § "... Taşan ideal hamlesinin aksiyon hâlinde belirtileri de lazımdır." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 80. § "Divanın, cemiyet planına bağlı sözcüsü, fikircisi, aksiyoncusu." -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 171. § "Hümanizm, Rönesans'tan zamanımıza kadar etkisini sürdüren aralıksız bir tarih, ruhî bir aksiyondur, ama harekete dinamizmini veren, asırlara hükmeden, büyük dâhiler ..." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 119. 2. İnsan etkinliğinin veya iradesinin açığa çıkması: § "Bilakis eskiden daha itibarda. Aksiyonlar yükseldi, daha da yükselecek." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 167. § "... aksiyon Kuantomu, Heisenberg bulguları diyebileceğimiz şeyler, hep alçak burjuvaların kendi tezatlarından kurtulmak için uydurdukları şeylermiş." -Peyami Safa, Doğu-Batı Sentezi, 77. § "Ben o zamanlar, ferdi aksiyonun ehemmiyetine de inanırdım." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 256. 3. Hareket, iş: § "Her şeyin aksiyon ve politika olduğunu bilmelisiniz." -Peyami Safa, Biz İnsanlar, 122. § "Nuray eliyle bir işaret yaptı. Aksiyon manasına söylüyorum." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 124. § "Gerçekçi bir aksiyon adamı mühimsemezliği görünüşlüğüne bürünerek gizlenmiş bulunduğunu da Atatürk'ün mizacını bilenler, sezmekte gecikmezler." -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 162. § "Hüseyin, aynı iman davasına bağlı olarak ne kadar aksiyon adamı gösteriyorsa…" -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 162. § "Talat Bey gibi bir aksiyon adamının ağzında bunun ancak bir küçümsemeyi, bir hiçe saymayı ifade ettiği kanaatindeydi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 123. § "… mutlak inkılap manasıyla ilk ihtilal manzarası, harikulade aksiyonu bakımından, beşerin ikinci babası Nuh Peygamber'de…" -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 8. 4. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi, bu hareketten ortaya çıkan gelişim. 5. Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, hikâye, gelişim. § "Aksiyonlar, mücâdele-i vicdanlar, temaşaların kesretle değişmesi.." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 153. 6. Sermayenin belirli bir bölümü. 7. Hisse senedi, pay senedi: § "aksiyon: Ticaret ve sınaat şirketlerinin hisse senedi, sehmi." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "Aksiyondan söz açıldı mı, sonunda dönüp dolaşıp, önceden kestirilemeyecek bir yerde serüvene bulaşıyoruz." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 10. § "aksiyon: Hisse, sehm." -Ali Seydi, Lugât-i Ecnebiye.

aksiyon eş anlamlısı

hareket
is. 1. fiz. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. 2. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma: "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." -R. H. Karay. 3. Davranış, tutum: "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." -H. E. Adıvar. 4. Yola çıkma: Hareketimiz iki gün ertelendi. 5. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım: Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi. 6. coğ. Deprem: "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." -M. Ş. Esendal. 7. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri: Hareket cetveli. Hareket memuru. 8. fel. Devinim. 9. müz. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. 10. sp. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi.

is. 1. Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma: "İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir değer yaratan emek. 3. Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev: "Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim." -Ö. Seyfettin. 4. Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü: İşler durgun. 5. Kamu yararına yapılan işler: Güvenlik işleri. 6. Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma: Bu evin işi çok. 7. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek: "Sonunda bir iş buldum." -S. F. Abasıyanık. 8. İş yeri: "Kalk yavrum, işe geç kalacaksın." -S. F. Abasıyanık. 9. Ticari anlaşma, alışveriş. 10. Herhangi bir maksatla kurulan düzen: "İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 11. Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz: O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez. 12. Yapılan şey, davranış: Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım. 13. Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey: "Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü." -M. Ş. Esendal. 14. Emek, işçilik, ustalık: Bu örtü, işi ağır bir örtüdür. 15. İşlem: İşimi görmediler. 16. Sorun, konu, mesele, maslahat: "Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı." -H. C. Yalçın. 17. Gizli neden veya maksat: "Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti." -R. H. Karay. 18. Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış: Bu, bir zevk işidir. 19. fiz. Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç: Erg, jul, kilogrammetre, vat saat, kilovat saat iş ve enerji birimleridir.

"aksiyon" için örnek kullanımlar

Olimpiyat şampiyonu üç yaşayan efsane, anılarını Aksiyon'a anlattı.
Olympic champion three living legends, memories Action 'a told.
Kaynak: aksiyon.com.tr
İkinci oyunlarında ise aksiyon ve heyecan dolu olan yumruk sayar oyunu oynanacak.
The second game is full of action and excitement of the game played in the punch counts.
Kaynak: gazetea24.com
sınıf bir aksiyon filminin, mesela Oscarlık 'muhteşem!'
class of an action movie, for example, Oscarlık 'fabulous!'
Kaynak: birgun.net
Çok zeki ve çok çalışkandı, bir aksiyon adamıydı.
Very intelligent and a hard worker, a man of action.
Kaynak: timeturk.com
Aksiyon-macera video oyunları, çeşitli aksiyon öğeleriyle, macera türünü birleştiren bir oyun türüdür. Muhtemelen en geniş kapsamlı ve en
Kaynak: Aksiyon-macera oyunu
Aksiyon, fizik te Lagrangian fonksiyonunun integralidir. Dirac sabiti ve ışık hızının 1 olduğu doğal birim sisteminde aksiyon boyutsuz olur.:
Kaynak: Aksiyon (fizik)
Elektrofizyoloji de, aksiyon potansiyel, bir hücrenin elektriksel zar potansiyelinin kısa bir süre içinde aniden yükselmesi ve azalmasıdır.
Kaynak: Aksiyon potansiyel
Canlı aksiyon film yapımı , video üretimi ve diğer medyada kullanılan, animasyon kullanarak üretilmeyen sinematografi ve videografi yi
Kaynak: Canlı aksiyon

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.