Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

olta ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü

olta anlamı İng. handline
1. İğne, beden ve yardımcı malzemelerin uygun dizayn ve teknikle bir araya getirilmesiyle hazırlanan araçlara verilen ad. 2. Mantara, kasnağa veya makaraya sarılı, olta takımının elde bulundurulan, kelebek mantarıyla fırdöndü arasında yer alan kısım.

Güncel Türkçe Sözlük

olta anlamı
is. (o'lta) 1. Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü. 2. Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik: "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." -T. Buğra. 3. mec. Hile, düzen, oyun, yem: "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." -T. Buğra.

Türkçe - İngilizce

olta anlamı
isim
1) fishing rod
2) fishing line
3) fly rod
4) fishhook
5) angle

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

olta anlamı Rum.volta
1. Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütününe verilen ad: § "Küçük Stuart, benim olta takımımı dikkatli olmak kaydıyla kullanabilirsin." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 65. 2. Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik: § "Bu yarı resmî ve oltada can çekişen izmaritle hemen hemen trajik karşılanmaya gülerek kahvenin önüne oturdular." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 211. § "Bazı Ermeni ve Yahudi balıkçıları olta ile balık sayd ediyorlardı." -Ahmet Midhat Efendi, V, 301. "Usulca arkama gelmiş. Olta takmış." -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 112. 3. mec. Hile, düzen, oyun, yem: § "ve oltaların içine inkılap yemi takanlar, dolandırdıkları masumların gittikçe azaldığını görmenin telaşı içindedirler." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 100. "Diyecek bir şey bulamıyorum. Tabi bir iki ad verirler, bir olta gibi..." -Adalet Ağaoğlu, Sen türkiye'ninEn Güzel Kazasısın, 154.

olta eş anlamlısı

düzen
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
hile
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
oyun
is. 1. Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence: Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2. Kumar: "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." -P. Safa. 3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner: Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu. 4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. 5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü: Zeybek oyunu. "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." -H. E. Adıvar. 6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. 7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma: Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları. 8. sp. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. 9. sp. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. 10. mec. Hile, düzen, desise, entrika: "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." -H. Taner.
yem
is. 1. Hayvan yiyeceği. 2. Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne: "İtina ile iğneye yemi taktı." -S. F. Abasıyanık. 3. Ağızotu. 4. mec. Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey.

"olta" için örnek kullanımlar

Olta iğnesi, olta balıkçılığı nda kullanılan, soru işareti. biçiminde ucu çengelli basit bir malzeme. Olta balıkçılığı daha çok hobi olarak
Kaynak: Olta iğnesi
fazla iğnenin bağlanmasını sağlayan, kalınlığı beden kalınlığından daha az olan, bir ucu bedene, diğer ucu olta iğnesine bağlı misina parçası.
Kaynak: Köstek (olta)
Makara mekanizması, misinanın ileri uzatılması ve olta nın atılması işlevlerini gören çubuk ya da kamış ile bir bütündür. Özellikle amatör
Kaynak: Makara (olta)
tarafından 1897 yılında kurulan şirket, olta balıkçılığı için, misina, kamış ve çeşitli aksesuvarlar üretmekte olup, kendi alanında
Kaynak: Shakespeare olta takımları
Sürü halinde yüzeyde gezen bir balık olduğundan şamandıralı özel bir olta ile avcılığı yapılır. Olta olabildiğince uzağa atılır ve hafif
Kaynak: Zargana
Balık avcılığında misina rengi, olta nın kullanılacağı suyun özelliklerine ve avlanacak balığın türüne göre seçilir. Aşınma direnci,
Kaynak: Misina

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.