Onun için bir işin kabul edilebilecek bir fiyatı var onları iyi
oturtmak gerekiyor.
He has a price that can be accepted for a job needs to fit them well.
Kaynak: hurriyet.com.trBu doğruyu Tofaş'ta
oturtmak oldukça zaman aldı.
This place took quite a while Tofaş the truth.
Kaynak: ajansspor.comTürkiye Ligi'nde Sabri birkaç maçta iyi oynadı diye Eboue'yi kulübede
oturtmak çok yanlış iş.
Turkey has played a good few games he Eboue'ye League Sabri seat cabin is very wrong job.
Kaynak: haber.stargazete.comTakımda sistemini
oturtmak içim zamana ihtiyaç olduğunu ifade eden Demir, ''Kaliteli, istekli oyuncular var.
System is an expression that fit the team needs time içim Iron,'' quality, eager players.
Kaynak: trtspor.com.trHukuktaki anlamı : Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde
oturtmak; zorunlu göç Botanik teki anlamı: Genel olarak bir
Kaynak: SürgünSürgün (hukuk taki anlamı): Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde
oturtmak; zorunlu göç - Kategori:Sürgün Kategori:Ceza
Kaynak: Sürgün (hukuk)Ulaşım ağını günden güne arttırarak hava ulaşımının sektör içindeki yerini daha sağlam bir temele
oturtmak istemektedir. Sloganı: "Uçmayan
Kaynak: AnadoluJetDerginin gayesi inkılapları
oturtmak ve bir ideoloji meydana getirmekti.devletçiliği savundukları için özel sektörden uzak durdu.
Kaynak: Kadro (dergi)Bir de inşaatlarda temeli sağlam
oturtmak için ağaç, demir ve betondan yapılan temel ızgaralar; alt katlardaki havalandırmayı sağlamak
Kaynak: IzgaraEn önemli başarısı Çinhindi 'nde genel valinin nüfuzunu güçlendirmek ve sömürge ekonomisini sağlam bir temel üzerine
oturtmak oldu.
Kaynak: Paul DoumerDaha sonra Roma Donanması tarafından gemisini karaya
oturtmak zorunda kaldı. Gemi, Roma gemileri tarafından karadan çekilmiştir.
Kaynak: Rodoslu Hannibal1- Halkı Bırakmak (sadece Allah rızası için yaşamak ve davranışları bu temele
oturtmak)2- Muhabbetullah 3- Sabır 4- Şükür 5- Tevekkül 6-
Kaynak: Fütûh-ul GaybBilge Kağan'ın en büyük hayali, milletini yerleşik hayata geçirip onları şehirlerde
oturtmak idi. Ama vezir Tonyukuk buna karşı çıkarak: "
Kaynak: Bilge Kağankarışık ve karanlık devrelerden sonra aydınlığa götürecek, onu parlak tarihi yörüngesi üzerine yeniden
oturtmak için ateşlenen güçlü füzedir.
Kaynak: Millî Nizam PartisiAdı da koymak, yerleştirmek,
oturtmak anlamına gelen bir kökten türemiştir . Kısaca belirtmek gerekirse; “Kılıç” adaletin verdiği cezaların
Kaynak: Themis(tek kişi) ve monarşik görünümünü ortadan kaldırıp, refah sistemini bürokratik ve seküler (dünyevi) bir zemine
oturtmak arzusunda olmuştur.
Kaynak: Osmanlı İmparatorluğu'nda dilencilik1882 yılında Selânikli Abdi Kamil Bey ile birlikte Şems-ül-maarif Mektebi ni kurdu; bu okulda öğrencileri sıralara
oturtmak; sınıfa çarpım
Kaynak: Riyaziyeci Mehmet Nadir BeyTablolarını sağlam temellere
oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne 'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan
Kaynak: KübizmBenito Mussolini de İtalya 'yı emperyalist ve faşist temeller üzerine
oturtmak için aynı Sosyal Darwinist kavramlardan ve iddialardan
Kaynak: ÖjenikMekiği yörüngeye
oturtmak için geri gitmesi gerektiğinde kullanılırlar. Yıldız takipçisi (Yıldızlara göre yön) : Yıldızların yeri ve
Kaynak: Uzay mekiğiBunun üzerine Üçüncü Selim'i tekrar tahta
oturtmak için Rusçuk âyanı Alemdar Mustafa Paşa İstanbul'a yürüdü. Alemdar'ın askerleri sarayı
Kaynak: Sened-i İttifakDr. Türkkaya Ataöv 'e göre, suçlamalar zamanla dayatmalara dönüşebilir, Türkiye'yi dünya önünde olabildiğince zayıf bir konuma
oturtmakKaynak: 1922 İzmir YangınıGeleneksel Çin tıbbı farklı terapi teknikleri uygulayarak çi'nin eğer az ise miktarını yükseltmek, dengesiz ise dengeye
oturtmak veya
Kaynak: Çi