oyalanmak ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
oyalanmak anlamı
(nsz) 1. Oyalama işine konu olmak: "Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." -T. Buğra. 2. Boşuna zaman harcamak. 3. Vakit geçirmek: "Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik." -N. Cumalı. 4. Beklemek.
(nsz) 1. Oyalama işine konu olmak: "Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." -T. Buğra. 2. Boşuna zaman harcamak. 3. Vakit geçirmek: "Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik." -N. Cumalı. 4. Beklemek.
Türkçe - İngilizce
oyalanmak anlamı
fiil
1) linger
2) trifle
3) procrastinate
4) fool around
5) potter
6) fool
7) dally
8) loiter
9) tarry
10) stay
11) delay
12) piddle
13) waste time
14) potter at
15) monkey around
16) fool about
17) amuse oneself
18) be amused
19) hang out
20) frivol
21) fribble
22) mess around
23) footle
24) play around
25) be pleased with
26) disport oneself
27) potter about
28) trifle with
29) dilly-dally
fiil
1) linger
2) trifle
3) procrastinate
4) fool around
5) potter
6) fool
7) dally
8) loiter
9) tarry
10) stay
11) delay
12) piddle
13) waste time
14) potter at
15) monkey around
16) fool about
17) amuse oneself
18) be amused
19) hang out
20) frivol
21) fribble
22) mess around
23) footle
24) play around
25) be pleased with
26) disport oneself
27) potter about
28) trifle with
29) dilly-dally
oyalanmak eş anlamlısı
beklemek
(nsz) 1. Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak: "Ben de seni bekliyordum zaten." -A. Ümit. 2. (-i) Süre tanımak, acele etmemek: "Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi." -N. Hikmet. 3. (-i) Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek: Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek. 4. Ummak: "Nikâhtan bu kadar keramet bekleme!" -P. Safa. 5. Karşılaşma ihtimali bulunmak: "Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi." -R. Mağden. 6. Aramak, istemek: "Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var." -F. F. Tülbentçi. 7. Oyalanmak.
(nsz) 1. Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak: "Ben de seni bekliyordum zaten." -A. Ümit. 2. (-i) Süre tanımak, acele etmemek: "Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi." -N. Hikmet. 3. (-i) Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek: Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek. 4. Ummak: "Nikâhtan bu kadar keramet bekleme!" -P. Safa. 5. Karşılaşma ihtimali bulunmak: "Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi." -R. Mağden. 6. Aramak, istemek: "Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var." -F. F. Tülbentçi. 7. Oyalanmak.
"oyalanmak" için örnek kullanımlar
Ray Yale Üniversitesi 'nden ayrıldığını, orduya yazıldığını ve savaşa gidene kadar oyalanmak için gemide çalıştığını anlatır.
Kaynak: 1941'de Hiç Beli Olmayan Bir Genç Kız
Kaynak: 1941'de Hiç Beli Olmayan Bir Genç Kız
İ :: İilenmek: oyalanmak.: İlenmek: beddua etmek.: İnge: Yenge. K :: Kaçınmak: Gezinmek.: Kalbur: Elekle, gözer arası eleme aracı.: Kaltak: At
Kaynak: Adasarhanlı, Meriç
Kaynak: Adasarhanlı, Meriç
Yağmur sıkıntısıyla yüklü bir günde oyalanmak için bir kitapçıya dalan Bastian,eski püskü bir kitaptan (Bitmeyecek Öykü) Fantazya'nın
Kaynak: Bitmeyecek Öykü
Kaynak: Bitmeyecek Öykü
Eteklik: etek Evmek: acele etmek Eylenmek: oyalanmak. Fasile:fasülye Ferik: büyükçe civciv Fıraktı/fıraktu: tel yerine tahta ve odunlar
Kaynak: Esenkale, Ünye
Kaynak: Esenkale, Ünye
İlk zamanlar oyalanmak için sık sık resim sergilerine, şiir toplantılarına ve tiyatroya giderken daha sonraki günlerde, çok sevdiği
Kaynak: Sait Faik Abasıyanık
Kaynak: Sait Faik Abasıyanık
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
