Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

öğürtlemek ne demek?

 - 2 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

öğürtlemek anlamı
(-i) hlk. Ayırmak, ayıklamak, seçmek, temizlemek.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

öğürtlemek anlamı
Ayırmak, ayıklamak, seçmek, temizlemek

*Lapseki -Çanakkale

öğürtlemek anlamı
Başkasını kendi fikirlerine inandırmaya çalışmak, inandırmak.

Danışman *Fatsa -Ordu

öğürtlemek eş anlamlısı

ayıklamak
(-i) 1. Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek: "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." -A. Gündüz. 2. mec. Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak.
ayırmak
(-i, -e) 1. Bölmek: Elmayı dörde ayırmak. 2. (-e, -den) Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak: Çocuklara pastadan biraz ayırdım. 3. Bir yeri bir engelle bölmek. 4. (-den) Birbirinden uzaklaştırmak. 5. (-i) Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek. 6. (-den, -e) Seçmek: "Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır." -F. R. Atay. 7. (-i, -den) İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak: Karıyı kocasından ayırmak. 8. (-i, -den) Farklı davranmak, fark gözetmek: Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım? 9. Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek: Odayı çocuklara ayırmak.
seçmek
(-i) 1. Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak: Ben bu kitabı seçtim. 2. Birine oy vererek bir göreve getirmek: Biz sizi başkanlığa seçtik. 3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek: "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." -H. Taner. 4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek: "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." -R. H. Karay. 5. Farklı görmek, üstün görmek. 6. Tercihini bir yönde kullanmak. 7. (nsz) Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek: O yemek seçer, her şeyi yemez.
temizlemek
(-i) 1. Arıtmak: "Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." -H. Taner. 2. Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak. 3. mec. Bitirmek, tüketmek: Bir aylık iş vardı, bir haftada temizledim. Bir tepsi böreği temizledi. 4. argo Öldürmek, yok etmek: "İntihar etmeden önce de yargıcı temizleyecekti." -Ç. Altan. 5. argo Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak. 6. tıp Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek.
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.