Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

örtük ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

örtük anlamı İng. implicit Osm. zımni Alm. implizite Fr. implicite
Örtülü, kapalı olarak içerilmiş olan. bakınız» içerme

Divanü Lügati't-Türk

örtük anlamı
bir şeyin örtüsü, eğer örtüsü

Güncel Türkçe Sözlük

örtük anlamı
sf. Örtülü, kapalı: "İsyankâr sitemlerle dolu, örtük çığlıklar olarak değerlendirilen şiirler yazdığı söyleniyordu." -R. Mağden.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

örtük anlamı
Başörtüsü.

*Hozat -Tunceli

örtük anlamı
Eğerin üstüne konulan halı : Eğer örtüksüz yakışmaz.

*Şavşat köyleri -Artvin

örtük anlamı
1. Örtü. 2. Kapalı, örtülü: Gapı örtük.
örtük anlamı
Baş örtüsü

Keban Baskil Ağın Elazığ

örtük eş anlamlısı

kapalı
sf. 1. Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı: "Şimdi oğlunu kanlı göğsü, kapalı gözleri, mor dudaklarıyla görür gibi oluyordu." -N. Hikmet. 2. Geçilmez durumda olan. 3. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). 4. Başı örtülü (kadın). 5. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. 6. Gizli, saklı: Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar yapabilir. 7. Açık olmayan (giyecek): "Damalı bir eteklik, açık mavi, kapalı bir yün kazak giymişti." -N. Cumalı. 8. Bulutlu, karanlık (hava): "Ankara'nın soğuk, kapalı havalı günlerinden biriydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 9. mec. İçe dönük yaradılışta olan: "Kapalı ruhlu, ağırbaşlı, güç heyecana gelir insanlardır." -R. H. Karay. 10. mec. Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan: "Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim." -A. Ağaoğlu.
örtülü
sf. 1. Örtüsü olan: "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor." -R. H. Karay. 2. Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış: "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü." -A. Haşim. 3. mec. Gizli, saklı. 4. zf. mec. Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem.

"örtük" için örnek kullanımlar

Davranışsal bağımlılıklar genellikle örtük bir haldedir.
Behavioral addictions are usually an implicit state.
Kaynak: guncelgazete.com
Aralarında kimi zaman açık kimi zaman ise örtük bir rekabet, hatta karşı karşıya geldikleri adli olaylar da var.
Implicit and sometimes explicit, sometimes in competition against each other, even in criminal cases has come faces.
Kaynak: bianet.org
Ve ne yazık ki bu siyasi pozisyon farkı sınıfsal konuma veya örtük sınıf atlama isteğine dayanıyor gibi görünüyor.
And unfortunately, this political position is based on the request of the difference seems to be skipping class location or implicit class.
Kaynak: radikal.com.tr
Benzersiz tanıtıcı veya benzersiz tanımlayıcı (UID), bilişim alanında spesifik bir amaç ve (muhtemelen örtük olan) bir dizi nesne için
Kaynak: Benzersiz tanıtıcı
Retorik; edebiyatta, siyasette, mahkemelerde, doğal dilde, bilim dışı akıl yürütmede, fikirde, güzel konuşmada, örtük unsur içinde, örtük
Kaynak: Retorik
Bu bağlamda hemen her felsefe eğiliminin epistemoloji , mantık ve etik bölümleri olması gibi genelde açık ya da örtük olarak estetik bir
Kaynak: Estetik
İktidarının son beş yılı örtük bir diktatörlüğe dönüşmüştür. Bulgaristan çarı I. Ferdinand ile Bourbon hanedanının Parma kolundan Maria
Kaynak: III. Boris
Bireyin duygusal yaşantısını dolaysız bir anlatım yerine simge lerle yüklü ve örtük bir dille anlatmayı amaçlar. Sembolizm, geleneksel
Kaynak: Sembolizm (sanat)
soruşturma konusu yapldı ve örtük biçimde Mao'nun önderliğine saldırıp proletarya diktatörlüğü'nün ykılmasını amaçladığı öne sürülen oyun yasaklandı.
Kaynak: Dörtlü Çete
Fakat bazı işlemlerlerde örtük (implicit) işlem kodları olabilir veya hiç bir işlem kodu olmayabilir. İşlem kodları ve işlenen (operand)
Kaynak: İşlem kodu
insanların bedenlerini uykuya hazırlamak yerine, ruhlarını ölüme hazırlamaları gerektiğini vurgulama konusunda örtük bir uyarı barındırır.
Kaynak: Carpe diem
Anlatıcı dinleyiciye ya da örtük bir okura karakterlerin eylemlerini (ve belki de) düşüncelerini sunar (zorunlu olmamakla birlikte,
Kaynak: Diegesis
Burada Spinoza, örtük ve açık bir takım varsayımlara dayanır, hatta bir tür gizli varsayım sistemin temelidir diyebiliriz. Bu gizli
Kaynak: Baruch Spinoza
ve Retour à la vie (1949; Hayata Dönüş) gibi filmlerdeki örtük mizah duygusu, özgün diksiyonu ve kişiliğiyle halk arasında ünü yaygınlaştı.
Kaynak: Louis Jouvet
Bilim ve mühendislikte yaygın bir konvansiyon, doruluk ve/veya kesinliği anlamlı rakam lar kullanarak örtük şekilde ifade etmektir.
Kaynak: Doğruluk ve kesinlik
aType RadikalDetayV3&ArticleID 1060623&CategoryID 82 | başlık Türkiye'de örtük bir elitizm var | yayımcı Radikal | tarih 20 Ağustos 2011
Kaynak: İskender (roman)
Hiçbir dilin sihirbazı, elinde dudak ısırtan bir ayna, siyah kadife perdeler ve örtük çağrışımlarla gelenekler olmadan, bir dilin
Kaynak: Lolita
Ayaklanma başarısızlıkla sonuçlanınca kırsal bölgelere çekilen subaylar bir gerilla gücü meydana getirerek hükümete karşı bir örtük savaş
Kaynak: Guatemala
ve ayrıca yapısalcılık ve varlık felsefesi gibi diğer felsefe akımları da çalışmalarında onunla açık ya da örtük diyalog halinde olmuşlardır.
Kaynak: Martin Heidegger
Şii partilerin ve milislerin çoğu açık veya örtük bir şekilde İran'dan destek almıştı. Bakuba ve Sadra gibi doğudaki şehirler Baasçı
Kaynak: Irak'ta Şiilik

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.