Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

palas ne demek?

 - 5 sözlük, 15 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

palas anlamı
(I) is. 1. Lüks otel veya gösterişli yapı: "Tanınmaz, anonim bir insan olmanın zevkine vardığımız oteller, palaslar yoktu." -A. Ş. Hisar. 2. sf. argo Kolay, rahat: Yarınki derslerin hepsi palas. 3. sf. argo Kolaylık gösteren, hoşa giden (nesne, kimse, yer).
palas anlamı
(II) sf. hlk. Keçi kılından dokunmuş kaba kilim, yaygı.

Türkçe - İngilizce

palas anlamı
isim
1) palace

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

palas anlamı Fr.palace
1. Lüks otel veya gösterişli yapı: "Tiyatro, sinema, bar, randevuevi, vesikalı ev, balo, salon, sosyete, ünyon, palas…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 327. 2. argo Kolay, rahat. 3. argo Kolaylık gösteren, hoşa giden (nesne, kimse, yer).

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

palas anlamı
Büyük çocuk.

*Menemen -İzmir

palas anlamı
1. Kaz. 2. Keklik yavrusu.
palas anlamı
Çeşme.

-İstanbul

palas anlamı
1. Halı. 2. bakınız» palaz(X)-3. 3. bakınız» palaz(X)-2. 4. Minder.
palas anlamı
Börek.

-Ordu

palas anlamı
Keçi kılından, pamuktan dokunmuş kaba kilim, yaygı.

Eğret -Afyon
Azeri köyleri *Merzifon -Amasya
*Şebinkarahisar Giresun
*Kilis Gaziantep
-Ankara
Sadık, *Mucur -Kırşehir
Yemliha -Kayseri

palas anlamı
Eskimiş kilim, keçe, çul, çuval.

-Diyarbakır

palas anlamı
Eski kilim parçası.

Çorum

palas anlamı
Büyük ve uzun yolluk, kilim

Keban Baskil Ağın Elazığ

palas anlamı
Kıldan yapılmış kilim

Çüngüş, Çermik Diyarbakır

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Palas anlamı
Kayseri ili, Sarıoğlan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

palas eş anlamlısı

kolay
sf. 1. Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı: "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." -H. Z. Uşaklıgil. 2. is. Kolaylık: İşin kolayını buldum. 3. zf. Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe: "Yolu bulmak kolay oldu." -Halikarnas Balıkçısı.
rahat
is. 1. İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur: "Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi." -M. Ş. Esendal. 2. sf. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan: "Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki..." -R. H. Karay. 3. sf. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen: "Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım." -P. Safa. 4. sf. Aldırmaz, gamsız: Rahat adam. 5. zf. Kolay bir biçimde, kolaylıkla: "İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız." -M. Ş. Esendal. 6. ünl. "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.