baloncu
is. 1. Balon satan kimse. 2. sf. argo Palavracı.

tıraşçı
sf. argo 1. Yalan, asılsız, bıktırıcı sözlerle karşısındakini rahatsız eden (kimse), palavracı. 2. is. Karşısındakini bıktırıncaya kadar lafa tutma huyu olan kimse.

uydurmacı
sf. Palavracı.

suçladığı gibi, İran lideri Ahmedinecad 'a da, Almanca boş boğaz veya palavracı ile tercüme edilebilecek Maulheld yakıştırmasında bulunuyor.
Kaynak: Söylenmesi gereken

Bäumer'e göre “taklitçi Hitler” “isteri k palavracı” olarak nitelendirilmiştir. 13 Ekim 1930'da Alman Parlamentosu'nun açılışında toplanan
Kaynak: Gertrud Bäumer

Albümün ikinci hikâyesi olan "Daltonların Dönüşü" nde de Red Kit kasabanın palavracı şerifine bir ders vermek için aslında ölmüş olan
Kaynak: Kanunsuzlar (çizgi roman)

Kılığı zamanın akademik giysisi ve kepidir. Capitano aşıklardan biridir ama zamanla palavracı ve korkak bir askere dönüşmüştür
Kaynak: Commedia dell'Arte

tiyatro yok,müze yok ,köy otobüsü yok,adam yok,okumuş yok palavracı üçkağıtçı alkolik çok,işsiz güçsüz çok.. .hastane yok pastane yok
Kaynak: Develi, Denizli

ama neşeli bir sabah dümende olan Milo ile palavracı bir maceraya dönüşerek ve onun korsan ekibi onların gemilerinin kertenkelelerden geri
Kaynak: Balık Oltası (2. Sezon)