Ama bu kadar
peşkeş varsa buyursun dünyadan da Türkiye'den de girsinler'' dedi.
But if you have given away so much from Turkey's welcome to go to all over the world,'' he said.
Kaynak: ntvmsnbc.comGünümüzde ise ikinci anlamla bağlantılı olarak
peşkeş çekmek deyimi, daha çok olumsuz anlamda Türk siyasi lügatındaki yerini korumaktadır
Kaynak: PişkeşOnlara göre suçlu olabilirim, çünkü onlar ülkeyi yabancılara
peşkeş çekerken, bir avuç azınlıkla iş birliği yapmaktadır. Halkıma zan,
Kaynak: Veysel GüneyABD'ye, NATO'ya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye
peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle,
Kaynak: Darağacında Üç FidanSchukert işlerini gördürmek için paranın yanı sıra zaman zaman Lola'yı da komisyon üyelerine
peşkeş çekmekten geri kalmaz. O günlerde
Kaynak: Lola (film, 1981)yönetimi tek başına ele alan İbn'ul Alkami'nin Moğollarla iş birliği yaparak Bağdat 'ı moğol hanı Hülagû Han 'a
peşkeş çekmekle suçlamışlardır.
Kaynak: Mustasım BillahEn önemlisi Bada bir orman köyü olmasına rağmen ormanlar kesilerek yok pahasına mütahitlere ve ilgili kişilere
peşkeş çekilmesi ile
Kaynak: Teknedüzü, VartoAraziler
peşkeş çekilmiş, meralar bile satılmış durumdadır. Köy ağızından bazı söyleyişler ve deyimler şöyledir: Keraneci, deyyus, imanı
Kaynak: Uskumruköy, Sarıyerİltizam satışlarında bir rüşvet şekli olan komisyon verilmesinin yaygınlaşması; hazineyi doldurmak için bahşiş,
peşkeş vb. isimler takılan
Kaynak: Damat Rüstem Paşa