pırıldamak anlamı (nsz) Işık saçmak, ışıldamak: "Yaklaşmış pırıldayan şeye. Bir de ne görsün? Böyle ışıl ışıl ışıldayan bir kuş kanadıymış." -N. Hikmet.
ışıldamak (nsz) Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak: "Kızın yolunu beklerken karardıklarını, gölgelendiklerini, sonra kız gelince sevinçle ışıldadıklarını görmüştü." -N. Cumalı.