işkilli sf. İşkil içinde bulunan, kuşkulu, kuruntucu, vesveseli, müvesvis:
"Biraz işkilli olmayan bir adamı, düştüğü yanlışlıktan kurtarmak kolay değildir." -M. Ş. Esendal.
kuşkulu sf. 1. Kuşku belirten, kuşku anlatan, şüpheli:
"Demir parmaklıklı penceresinden içeriye kuşkulu bir göz atıyordum." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Kuşku içinde olan, şüpheli:
"Beynimizde biriken bayağı ve kuşkulu fikirleri çam kokularına sürünmüş nazlı hava alıp götürdü." -R. H. Karay. 3. Kuşkucu.