plak anlamı Fr.plaque
1. Metal yaprak, plaka: . 2. Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya
Gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak:§
"Yes sör plağına başlayacaksın." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 78. § "
Gider, plak dolabını açar." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar: Bir Kahramanın Ölümü, 276. § "
Bir de plak koyabilseydi pikaba, ne iyi olurdu."
-Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 71. § "
Gramofonun plağını değiştirmişlerdi." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 101. §
"Marx'a kasideler okunmaz, Moskof hademesi Nazım Hikmet'in plakları çalınmaz." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 184. §
"Sabih, Mümtaz'a sordu: Plakları buldun mu?" -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 79. §
"En az elli yıldan beri bize dinletilen bir büyük plakta, gramafon iğnesi, hep aynı cızırtılı noktaya takılarak beynimizi törpüleyen emrini tekrarlıyor." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 189. §
"Gıramafon plağı cızırtısına benzeyen müthiş bir fısıltı…" -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 104. §
"Derslerine plaklar, kasetler getiriyor…" -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 40. § "
Gramofona konan marş bitince plağın öteki yüzü kondu." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 194. § "
Bir ara Gerda Rue des Ecoles'deki odasında pick-up'a yeni bir plak koydu" -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 335.