prenses anlamı Fr.princesse
1. Hükümdar ailesinden olan kadın veya kızlara verilen unvan:§
"Fakat papanın hemşiresi en büyük prenseslerden madud değil midir?" -Ahmet Midhat Efendi, Altın Âşıklar, 273. § "
İl dışından gelen bu kadınlara hatun denmez, kuma ve eğer Çin prenseslerindense konçuy denilirdi." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 164. § "
…Naci Sadullah'a uşağı eliyle bir kadeh likör sunduktan sonra, prenses olma şansını nasıl yitirdiğini anlatıyor."
-Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 198. §
"Yaşasın prenses Lili…" -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 51. §
"Vakıa prensesler yok değildi, fakat onların hakiki prensesler olup olmadıklarına şehzade bir türlü emin olamazdı.-Ruşen Eşref Ünaydın, C. 9, 39. §
"… mermer prenseslerin omuzlarına, oynaşan çocukların başlarına ve …" -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 61. § "…
böylece sayın madamlardan yalnız üç prenses kalıyordu." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 99. § "
… gelin giden bir prenses edasıyla…" -Elif Şafak, Mahrem, 133. § "
Kraliçelerin, prenseslerin mücevherleri; bir saksağan çalmış, haydi düşmüşler peşine…" -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 26. § "
"Uçuk buçuk boyalı prenses ağızlarını yapıştıracak, bıyıklı bıyıksız erkek dudakları kestiren, technicolor salon kadınları…"- Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 374. 2. Hükümdar karısı: §
"Bir elçi eşliğinde prensesi gönderdi." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 63. §
"Prensesler, kontesler yahut yüksek burjuva ailesine mensup olduklarını iddia ediyorlardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 231. §
"… Her gece bir masal uyduran Şehrazad adlı Arap prensesti." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 210.