pusmak ne demek?
- 4 sözlük, 10 sonuç.Divanü Lügati't-Türk
pusmak anlamı
pusu kurmak, pusu ya girmek
pusu kurmak, pusu ya girmek
pusmak anlamı
pusu kurmak; çok dövmek
pusu kurmak; çok dövmek
Güncel Türkçe Sözlük
pusmak, -ar anlamı
(nsz) 1. Sinmek. 2. Bir şeyi kendine siper edip saklanmak. 3. Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak: "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." -Karacaoğlan.
(nsz) 1. Sinmek. 2. Bir şeyi kendine siper edip saklanmak. 3. Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak: "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." -Karacaoğlan.
Tarama Sözlüğü
pusmak anlamı
Sinmek, saklanmak, siper içine girip gizlenmek.
Sinmek, saklanmak, siper içine girip gizlenmek.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
pusmak anlamı
Bulutlu, puslu, yağışlı (hava için).
Bulutlu, puslu, yağışlı (hava için).
-Çankırı
pusmak anlamı
Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.
Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.
Çığrı *Dinar -Afyon
Sarıidris, Uluğbey*Şarkikaraağaç -Isparta
Çerçin -Burdur
-Denizli ve köyleri
Sürez *Bozdoğan -Aydın
*Bergama, Tepeköy *Torbalı -İzmir
*Kırkağaç -Manisa
*Susurluk, *Edremit -Balıkesir
Çeltikçi *İnegöl -Bursa
-Kütahya
*Kandıra -Kocaeli
*Düzce -Bolu
-İstanbul
Mısmılağaç *Tosya -Kastamonu
-Çorum
Melekşah -Sinop
*Merzifon ve köyleri -Amasya
*Arpaçay -Kars
*Kilis -Gaziantep köyleri
*Afşin -Maraş
*Hafik -Sivas
Kanlıca *Boğazlıyan -Yozgat
*Ayaş -Ankara
Hamurcu *İncesu, Afşar köyleri *Pınarbaşı -Kayseri
*Bor -Niğde
Mastat *Karaman, *Ermenek -Konya
*Mut köyleri, Civanyaylağı *Mersin -İçel
Çomaklı *Korkuteli -Antalya
*Datça, *Bodrum -Muğla
pusmak anlamı
Tütmek.
Tütmek.
Söğüt, Honaz -Denizli
pusmak anlamı
1. Gizlice iz sürmek. 2. Susmak. 3. Saklanmak, sinmek.
1. Gizlice iz sürmek. 2. Susmak. 3. Saklanmak, sinmek.
pusmak anlamı
Gözetmek
Gözetmek
Arpaçay - Kars
pusmak anlamı
Pusu kurmak
Pusu kurmak
Kars
pusmak eş anlamlısı
sinmek
(nsz, -e) 1. Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak: "Salonda bulunan yirmiyi aşkın insan ürkmüş, sinmişti." -T. Buğra. 2. Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek: "Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu." -H. E. Adıvar. 3. (-e) Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek. 4. Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek: "Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak." -M. Ş. Esendal.
(nsz, -e) 1. Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak: "Salonda bulunan yirmiyi aşkın insan ürkmüş, sinmişti." -T. Buğra. 2. Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek: "Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu." -H. E. Adıvar. 3. (-e) Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek. 4. Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek: "Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak." -M. Ş. Esendal.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
