dinlenmek(I)
(nsz) 1. Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek:
"Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı." -P. Safa. 2. Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek.
dinlenmek(II)
(nsz) 1. Dinleme işine konu olmak:
"Dinlenmediğini zannetmesine onun galiba canı sıkılmıştı." -R. N. Güntekin. 2. Önemsenmek, öğüdü yerine getirilmek:
Sözüm dinlendi.