reçete ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.BSTS / Farmakoloji ve Toksikoloji Terimleri Sözlüğü
reçete anlamı İng. prescription
Hekimin, hastasına kullanılmasını tavsiye ettiği ilaçlar ve kullanım biçimleri için eczacıya hitaben yazdığı imzalı bir teknik yazı.
Hekimin, hastasına kullanılmasını tavsiye ettiği ilaçlar ve kullanım biçimleri için eczacıya hitaben yazdığı imzalı bir teknik yazı.
Güncel Türkçe Sözlük
reçete anlamı
is. (reçe'te) 1. Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt: "Faydasını gördüğümüz ve faydasını görürsek tekrar etmemizi doktor tavsiye ettiği için reçeteyi yine aldım ele." -N. Hikmet. 2. mec. Yol, yöntem, çare: "Reçete gibi kati ve veciz bir beyit ki dört kelime ile bu derdin devasını söylüyor." -R. N. Güntekin. 3. hlk. Yemek veya halk tedavisinde kullanılan ilaç tarifesi: "Hele bir portakal şurubu reçetesini tarif etti..." -Ö. Seyfettin.
is. (reçe'te) 1. Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt: "Faydasını gördüğümüz ve faydasını görürsek tekrar etmemizi doktor tavsiye ettiği için reçeteyi yine aldım ele." -N. Hikmet. 2. mec. Yol, yöntem, çare: "Reçete gibi kati ve veciz bir beyit ki dört kelime ile bu derdin devasını söylüyor." -R. N. Güntekin. 3. hlk. Yemek veya halk tedavisinde kullanılan ilaç tarifesi: "Hele bir portakal şurubu reçetesini tarif etti..." -Ö. Seyfettin.
Türkçe - İngilizce
reçete anlamı
isim
1) prescription
2) recipe
3) receipt
4) formula
5) cure
isim
1) prescription
2) recipe
3) receipt
4) formula
5) cure
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
reçete anlamı İt..ricetta
1. Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme ve araştırma sonucunu, düşünceleri veya gözlemleri bildiren yazı: § "…iktisadi hastalıklarımızın tedavisi için rapor yahut reçete verebilecekti." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 66. § "Klasik imal etmenin belli bir reçetesi yok." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 52. § "…ekonomimizi de kendi reçetelerine göre düzenlemek istiyor…-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 130. 2. Hastalığın teşhisini, hastanın durumunun gerektirdiği dinlenme vb.ni gösteren, doktor veya doktorlar kurulunca verilen yazı: § "Oysa ben reçetemin iyiliğinden eminim." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 45. § "… (prosede) dedikleri tertipleri, reçeteleri üzerinde çabalamak…" Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 17. § "Doktor çocuğu evirip çevirdi, reçete yazdı, ustanın verdiği elli kuruşu almadı…" -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 120. § "Doktor, isteyerek rüya görülür mü hiç? Reçeteyle rüya... imkânsız." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 115. § "Bu dostlarımızdan birisi vardır ki tedavi için kendisine bir dost müracaat eylediği zaman bir tabibe lazım gelen dikkat ve ihtimamdan kusur etmeksizin muayenesini bir icra reçetesini yazar ve ondan sonra..." -Ahmet Midhat Efendi, Taaffüf, 25. § "Reçetelerimizi bile Fransızca yazıyoruz, diyordu." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 79. § "Fazla sıkılmaktan buruşmuş reçeteyi o ışıkta okudu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hikâyeler, 7.
1. Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme ve araştırma sonucunu, düşünceleri veya gözlemleri bildiren yazı: § "…iktisadi hastalıklarımızın tedavisi için rapor yahut reçete verebilecekti." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 66. § "Klasik imal etmenin belli bir reçetesi yok." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 52. § "…ekonomimizi de kendi reçetelerine göre düzenlemek istiyor…-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 130. 2. Hastalığın teşhisini, hastanın durumunun gerektirdiği dinlenme vb.ni gösteren, doktor veya doktorlar kurulunca verilen yazı: § "Oysa ben reçetemin iyiliğinden eminim." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 45. § "… (prosede) dedikleri tertipleri, reçeteleri üzerinde çabalamak…" Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 17. § "Doktor çocuğu evirip çevirdi, reçete yazdı, ustanın verdiği elli kuruşu almadı…" -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 120. § "Doktor, isteyerek rüya görülür mü hiç? Reçeteyle rüya... imkânsız." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 115. § "Bu dostlarımızdan birisi vardır ki tedavi için kendisine bir dost müracaat eylediği zaman bir tabibe lazım gelen dikkat ve ihtimamdan kusur etmeksizin muayenesini bir icra reçetesini yazar ve ondan sonra..." -Ahmet Midhat Efendi, Taaffüf, 25. § "Reçetelerimizi bile Fransızca yazıyoruz, diyordu." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 79. § "Fazla sıkılmaktan buruşmuş reçeteyi o ışıkta okudu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hikâyeler, 7.
reçete eş anlamlısı
çare
is. (ça:re) 1. Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu: "Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı." -N. F. Kısakürek. 2. Tedavi yolu, deva.
is. (ça:re) 1. Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu: "Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı." -N. F. Kısakürek. 2. Tedavi yolu, deva.
yol
is. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. 2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer: "Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı." -Ç. Altan. 3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi: "Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu." -Ö. Seyfettin. 4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer: Su yolu. Sel yolu. 5. Yolculuk: Yola çıkmak. Yoldan kalmak. 6. Gidiş çabukluğu, hız: Bu vapurun yolu az. 7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi: "Celal Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür." -H. Taner. 8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik: Duyguların eğitimi de en iyi sanat yoluyla olur. 9. Kumaşta bulunan çizgi. 10. Kez, defa. 11. mec. Gaye, uğur, maksat: Bu yolda çok emek harcandı. 12. mec. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem: Bu işi yapmanın bir yolu vardır.
is. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. 2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer: "Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı." -Ç. Altan. 3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi: "Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu." -Ö. Seyfettin. 4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer: Su yolu. Sel yolu. 5. Yolculuk: Yola çıkmak. Yoldan kalmak. 6. Gidiş çabukluğu, hız: Bu vapurun yolu az. 7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi: "Celal Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür." -H. Taner. 8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik: Duyguların eğitimi de en iyi sanat yoluyla olur. 9. Kumaşta bulunan çizgi. 10. Kez, defa. 11. mec. Gaye, uğur, maksat: Bu yolda çok emek harcandı. 12. mec. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem: Bu işi yapmanın bir yolu vardır.
yöntem
is. 1. Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika: "Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu." -A. Kulin. 2. Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot.
is. 1. Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika: "Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu." -A. Kulin. 2. Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot.
"reçete" için örnek kullanımlar
Rasim'in kasasında üzerinde kırmızı reçete yazan bir dosya bulunur.
Is located in a file vault red prescribed by Rasim.
Kaynak: haberciniz.bizBunlar yetmezmiş gibi eczane Ahmet Amca'dan 25 kuruş da reçete okuma parası alacak.
They are 25 cents a recipe from Uncle Ahmet was not enough, the pharmacy will get the benefit of reading.
Kaynak: posta.com.trHasta göremiyorlar, tanı koyamıyorlar, reçete yazamıyorlar, ameliyata giremiyorlar.
The patient can not see, fact they can not diagnose, prescribe yazamıyorlar, can not get surgery.
Kaynak: hurriyet.com.trDoktor sıfatımız bitmiyor ama 'gel hasta bak', 'reçete yaz' denildiğinde 'yok' diyoruz.
Doctor sıfatımız does not stop, but 'Come on patient care', 'prescribe' is said 'no' call.
Kaynak: haber7.comMetilfenidat (MPH) dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu nda sıklıkla reçete edilen MSS stimülanı. Ayrıca kronik yorgunluk sendromu ve
Kaynak: Metilfenidat
Kaynak: Metilfenidat
Bazı ilaçlar reçete siz satılırken bazıları için değişik özellikte reçeteler kullanılır. Özel şartlara tabi ilaçlar değişik yerlere
Kaynak: Tedavi maddelerinin yasal düzenlemesi
Kaynak: Tedavi maddelerinin yasal düzenlemesi
Naproksen ilk kez 1976 'da, reçete ilacı olarak Naprosyn adıyla satılmaya başlandı. dünyanın diğer birçok ülkesinde ilaç halen reçete ilacıdır.
Kaynak: Naproksen
Kaynak: Naproksen
Türkiye Cumhuriyetinde Yeşil reçete ile satılması zorunludur. Alprazolam etken maddesini içeren ilaçlar değişik ülkelerde farklı ticari
Kaynak: Alprazolam
Kaynak: Alprazolam
Said Nursi bu kitabını Reçetetü'l-Ulema (Alimler için reçete) olarak adlandırırken Alimler arasındaki bazı görüş farklılılarının
Kaynak: Muhakemat
Kaynak: Muhakemat
En güçlü çeşitleri sıklıkla özel reçete ile verilen ya da yasadışı ilaçlardır. Kahve de bulunan kafein ve sigara da bulunan nikotin
Kaynak: Uyarıcı
Kaynak: Uyarıcı
Bu durum Viagra (sildenafil ), Cialis (tadalafil ) ve Levitra (vardenafil ) gibi reçete ile satılan bazı ilâçlar ile kısmen ve geçici
Kaynak: Ereksiyon bozukluğu
Kaynak: Ereksiyon bozukluğu
Bu görüşün en tipik temsilcisi filozof kralların iktidarda olmasını isteyen Platon 'dur (M.Ö 427-347). Klasik elitizm , bir reçete
Kaynak: Elitizm
Kaynak: Elitizm
Episodik yapı, yadırgatma efektleri ve şarkılar sanki yazılı bir reçete varmışçasına sahneye uygulanmıştır. Berliner Ensemble ile
Kaynak: Asiye Nasıl Kurtulur? (oyun)
Kaynak: Asiye Nasıl Kurtulur? (oyun)
İçerdiği yaklaşık 700 reçete ile eski çağ hekimliğine ışık tutan Ebers Papirüsü, Teb kentinde bir mumyanın kucağında bulunmuştur ve bugün
Kaynak: Ebers Tıp Papirüsü
Kaynak: Ebers Tıp Papirüsü
Bazı hekimlerin yazdığı ve bazı Cildiye uzmanlarının yazdığı birkaç preparat dışında reçete edilmiş majistral ilaçlara rastlamak pek
Kaynak: Majistral İlaç
Kaynak: Majistral İlaç
Kırmızı reçete ile satılır. Bağımlılık yapabiliyor ve baş dönmesi gibi yan etkileri var. böbrek taşı, sistit, bel agrısı gibi
Kaynak: Oxycodone
Kaynak: Oxycodone
Eczanelerde reçete karşılama, kurum reçetelerini faturalandırma gibi işlevleri yerine getirirler. Eczane Teknisyenleri Dernekleri
Kaynak: Eczane teknisyeni
Kaynak: Eczane teknisyeni
Eczane eczacı ları, eczane lerde reçete karşılar, ilaç danışmanlığı yapar. Geçimlerini ilaç, kozmetik ve hijyen maddeleri satarak
Kaynak: Eczane eczacılığı
Kaynak: Eczane eczacılığı
"I. Dünya Savaşı'nda müttefiklerimiz yenildiği için Çanakkale 'de büyük zafer kazanmamıza rağmen biz de yenik sayıldık" gibi reçete
Kaynak: Şafak Günlükleri
Kaynak: Şafak Günlükleri
Derler ki o an Asklepius'un elinde reçete yazılı olan kâğıt toprağa düşmüş ve yağan yağmurla üzerindeki yazılar toprağa karışmış.
Kaynak: Asklepios
Kaynak: Asklepios
sürekli mükemmelliği yakalamanın pek çok değişik yaklaşımı kullanarak da mümkün olabileceğini kabul eden ve reçete sunmayan bir çerçevedir.
Kaynak: EFQM
Kaynak: EFQM
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
