sade ne demek?
- 5 sözlük, 5 sonuç.BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
sade anlamı
bakınız» tarih-i mühmel.
bakınız» tarih-i mühmel.
Güncel Türkçe Sözlük
sade anlamı
sf. (sa:de) 1. Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz: "İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." -M. Ş. Esendal. 2. Şeker katılmamış (kahve): Sade kahve. 3. zf. (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece: "Hem düşünmeli ki insan kısmı sade para ile doymaz." -R. N. Güntekin. 4. ed. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım): "Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir." -Y. K. Beyatlı.
sf. (sa:de) 1. Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz: "İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." -M. Ş. Esendal. 2. Şeker katılmamış (kahve): Sade kahve. 3. zf. (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece: "Hem düşünmeli ki insan kısmı sade para ile doymaz." -R. N. Güntekin. 4. ed. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım): "Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir." -Y. K. Beyatlı.
Tarama Sözlüğü
sade anlamı
Astarsız, tek kat elbise.
Astarsız, tek kat elbise.
Türkçe - İngilizce
sade anlamı
sıfat
1) simple
2) plain
3) homely
4) pure
5) austere
6) stark
7) sober
8) mere
9) bare
10) unadorned
11) rustic
12) unsophisticated
13) frugal
14) unmixed
15) chaste
16) artless
17) severe
18) bald
19) homespun
20) russet
21) simplificative
zarf
1) only
2) just
3) merely
4) frugally
sıfat
1) simple
2) plain
3) homely
4) pure
5) austere
6) stark
7) sober
8) mere
9) bare
10) unadorned
11) rustic
12) unsophisticated
13) frugal
14) unmixed
15) chaste
16) artless
17) severe
18) bald
19) homespun
20) russet
21) simplificative
zarf
1) only
2) just
3) merely
4) frugally
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sâde anlamı
Sade
Sade
Diyarbakır
sade eş anlamlısı
gösterişsiz
sf. 1. Gösterişi olmayan, mütevazı: "Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır." -R. N. Güntekin. 2. Gösteriş yapmayan.
sf. 1. Gösterişi olmayan, mütevazı: "Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır." -R. N. Güntekin. 2. Gösteriş yapmayan.
sadece
zf. (sa:dece) Yalnızca: "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." -Y. K. Karaosmanoğlu.
zf. (sa:dece) Yalnızca: "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." -Y. K. Karaosmanoğlu.
süssüz
sf. Süsü olmayan, süslenmemiş, gösterişsiz, yalın, sade: "Süssüz, boyasız bir genç kız; saçları kısacık kesilmiş." -A. İlhan.
sf. Süsü olmayan, süslenmemiş, gösterişsiz, yalın, sade: "Süssüz, boyasız bir genç kız; saçları kısacık kesilmiş." -A. İlhan.
yalın
(I) is. hlk. Alev.
(I) is. hlk. Alev.
yalın
(II) sf. 1. Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı). 2. hlk. Çıplak, kınından çıkmış: "Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı." -E. E. Talu.
(II) sf. 1. Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı). 2. hlk. Çıplak, kınından çıkmış: "Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı." -E. E. Talu.
yalnız
sf. 1. Yanında başkaları bulunmayan: Sokaktaki yalnız çocuk. 2. zf. (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak: "Ömrümde şehir içinde bile yalnız dolaşmaya alışmamış bir adam için bir genç kızın tek başına Avrupa seyahatine çıkışı akıl durdurucu bir şeydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. zf. (ya'lnız) Yalnızca: "Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." -F. R. Atay. 4. bağ. Ama: Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz. 5. is. ruh b. Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.
sf. 1. Yanında başkaları bulunmayan: Sokaktaki yalnız çocuk. 2. zf. (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak: "Ömrümde şehir içinde bile yalnız dolaşmaya alışmamış bir adam için bir genç kızın tek başına Avrupa seyahatine çıkışı akıl durdurucu bir şeydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. zf. (ya'lnız) Yalnızca: "Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." -F. R. Atay. 4. bağ. Ama: Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz. 5. is. ruh b. Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.
"sade" için örnek kullanımlar
Facebook profilinizin daha düzenli ve sade gözükmesini istemez misiniz?
Do not you want to appear in a more regular and simple Facebook profile?
Kaynak: stargundem.comArmani bir kıyafet tercih eden Chastaın sade şıklığıyla göz doldurdu.
Chastain who prefer simple elegance of Armani eye with an outfit.
Kaynak: haberler.comHiçbir suçu günahı olmayan, kendi halinde sade bir insan da olabilirsiniz.
No offense without sin, may it be a simple human being.
Kaynak: chip.com.troutlook daha hızlı ve sade olmuş.microsoft çalışınca oluyormuş demek !
happening faster and simply tried to say olmuş.microsoft outlook!
Kaynak: chip.com.trSalata, genellikle sebze veya meyve lerden oluşan sade karışım ya da üzerine yoğurt ya da sos dökülmesiyle hazırlanan ve yemek lere
Kaynak: Salata
Kaynak: Salata
Enlightenment, basit, hızlı, sade ve kullanışlı bir masaüstü ortamı yaratmak için başlatılan bir projedir. EFL (Enlightenment Foundation
Kaynak: Enlightenment
Kaynak: Enlightenment
Açık sözden, sade dilden ayrılan sözcük ya da tümce olan konuşma biçimi bazen retorik veya hitabet e göre adlandırılır. Vurgu, anlatımın
Kaynak: Konuşma biçimi
Kaynak: Konuşma biçimi
Diğer anlamıyla bir el yazısının veya metnin resminin sade metne dünüştürülmesidir. Transkripsiyon (genetik), DNA'nın RNA'ya kopyalanma
Kaynak: Transkripsiyon
Kaynak: Transkripsiyon
Steve Jones , Neredeyse Bir Balina ya da özgün adıyla Almost Like A Whale (1999) kitabında, sade dili ve güncel örnekleri ile evrim
Kaynak: Neredeyse Bir Balina
Kaynak: Neredeyse Bir Balina
MSN Search, Microsoft 'un tasarımında Google gibi sade bir arayüz kullandığı yapay zekaya sahip arama motoru. Dış bağlantılar
Kaynak: MSN Search
Kaynak: MSN Search
Kandil simidi, Türkiye 'de geleneksel olarak kandil lerde dağıtılan yiyecek . Simide benzemektedir. Susam lı ve sade olarak yapılmaktadır.
Kaynak: Kandil simidi
Kaynak: Kandil simidi
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
