başka sf. 1. Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge:
"Başka bir şeyi daha aklıma iyice sokuyordum." -A. Kutlu. 2. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan:
"Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor." -H. E. Adıvar. 3.
e. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz:
"Birinden yardım istemekten başka çıkar yol yoktu ve ben yardım isteyeceğime ölmeyi yeğlerdim." -A. Kutlu.
diğer sf. Başka, özge, öteki, öbür:
"Diğer misafirlerimle meşgul olamadım." -Ö. Seyfettin.
öteki sf. 1. Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer:
"Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!" -M. Ş. Esendal. 2. Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan.