Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

saplantı ne demek?

 - 5 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

saplantı anlamı İng. obsession Osm.fikr-i sabit Fr. idée fixe, obsession
1- Belli bir düşünce ya da yararsız bir eylem üzerinde direnme biçiminde kendini gösteren ve engel olunamayan içtepi. 2-Bir kimsenin saplanmış olduğu ve kendini kurtaramadığı yanlış düşünce.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

saplantı anlamı İng. fixed idea Osm. fikr-i sabit Lat.fixus Alm. fixe Idee Fr. idée fixe
(Lat. fixus - sabit, değişmez) : Bilincin takılıp kaldığı, kurtulamadığı ve düzeltemediği yanlış bir tasarım.

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

saplantı anlamı İng. fixed idea Osm. fikr-i sabit
Yersiz olduğu bilinen, ama kişinin etkisinden kendini bir türlü kurtaramadığı bir düşünce.

Güncel Türkçe Sözlük

saplantı anlamı
is. ruh b. Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks: "Yıllardan beri böyleyim işte. Bir saplantıya mı uğradım?" -N. Uygur.

Türkçe - İngilizce

saplantı anlamı
isim
1) obsession
2) idol
3) monomania
4) idee fixe
5) crank
6) determination
7) possession

saplantı eş anlamlısı

fikrisabit
is. (fi'krisa:bit) ruh b. esk. Saplantı.
idefiks
sf. ruh b. Saplantı: "Bu idefiks hastalığıyla sen hep yanlış görüyorsun." -H. R. Gürpınar.

"saplantı" için örnek kullanımlar

Fakat bir markayı bütünüyle saplantı haline getirmekten değil, çeşitlilikten yanayım.
However, introducing a brand completely obsessed, but I'm in favor of diversity.
Kaynak: hurriyet.com.tr
18'de Hamit artık kendisi için bir saplantı haline gelen direkleri dövmese, 38'de Burak'ın ayağına otursa gerçekten olurdu.
18 Hamit now become an obsession for him from the poles, tattoo, Burak 38 feet would really be sat down.
Kaynak: radikal.com.tr
Sedef Hanım siz şu an evlisiniz, Sinem Hanım siz evlenmeye hazırlanıyorsunuz, Burcu Hanım sizin de başınızdan bir evlilik geçti; evliliği saplantı haline getirmiş kızlara ne diyeceksiniz?
You currently married mother of pearl Female, Sinem Female preparing to marry you, Sign lady in your head was a marriage, what would you say girls obsessed with marriage?
Kaynak: sabah.com.tr
Olmuşu olmamış yapma, (Fransızca annulation (retroactive), İngilizce undoing) özellikle saplantı nevrozu nda karşılaşılan bir savunma
Kaynak: Olmuşu olmamış yapma
bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır.
Kaynak: Takıntı
Clark Kent'in sırrını çözmeyi saplantı haline getirmiştir. Kategori:Çizgi karakterler Kategori:Çizgi romanlar Kategori:Resim aranan çizgi
Kaynak: Lex Luthor
Özgüven eksikliği, saplantı bozuklukları, kültürel yozlaşma; aşağılık kompleksinin nedenleri arasında gösterilebilir. Psikiyatrik bir
Kaynak: Aşağılık kompleksi
Sonunda önümüzde ki on üç yılda Graysmith'de zodiac katili bir saplantı haline geldi. Zodiac katili saplantısı yüzünden ikinci evliliği
Kaynak: Robert Graysmith
Karşılıksız aşk sonunda insanda bir saplantı halini alabilir, karşılık vermeyi reddeden arzu kaynağını sürekli takip etmek yahut ona kinle
Kaynak: Karşılıksız aşk
köyünde bir tamyıl geçirecek kadar kalanın rüyalarında DAMPINAR'ın o kişiyi kendine çağırdığı ve bir saplantı haline geldiği söylenmektedir.
Kaynak: Dampınar, Germencik
Özellikle saplantı nevrozu , fobiler ve histeri ler, ayrıca karakter nevrozları bunların arasındadır. Belirtilerin temelinde saklı yatan
Kaynak: Savunu nevrozu
Özellikle saplantı nevrozu nda karşılaşılan tepkisel ürünlerle ilgili kişilerde karakter özelliğine dönüşerek, bu kişilerin bilinçdışına
Kaynak: Tepkisel ürün
Çocukluğundan beri fotoğrafçılık ona saplantı oldu. Kendisi bir fotoğrafçı olarak on dokuz yaşındayken Sovyet basın ajansı TASS ile
Kaynak: Yevgeny Khaldey
Histeri , boğuntu histerisi , fobi nevrozu ve saplantı nevrozu . Güncel nevroz , travma nevrozu , ve karakter nevrozu nun tanımlamaları
Kaynak: Nevroz
Amvibalenz, kimi belli duygularda, örneğin yas ve kıskançlıkta ya da belli durumlarda, örneğin depresyon da ya da saplantı nevrozu nda çok
Kaynak: Ambivalenz
Üstben ile o (es , id ) arasındaki çatışmaları bazı nevroz larda, örneğin fobilerle saplantı nevrozlarındakinden daha büyük bir rol
Kaynak: Üstben
Bir kere bir kir gördü içinde saplantı halinde-düzelmeyen rahatsızlık olmuştu. O macerada Wayne'nin üstündeki lekeden bu hale gelmişti.
Kaynak: Cramp İkizler
23 sayısını koyu bir saplantı hâline getiren Walter Sparrow, gerek kendisinin gerekse sevdiklerinin hayatını ölüme yol açabilecek bir
Kaynak: 23 Numara
Harold 20'li yaşlarında tam olgunlaşamamış, zengin ve ölümü saplantı haline getirmiş depresif bir gençtir. Sürekli olarak cenaze
Kaynak: Harold ve Maude
Ayrıca güncel nevrozların nedenleri histeri ve saplantı nevrozu ndaki gibi ruhsal değil, tamamen bedensel nedenler taşır. Freud , ilkin
Kaynak: Güncel nevroz

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.