sefil ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
sefil anlamı
sf. 1. Sefalet çeken, yoksul: "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." -S. F. Abasıyanık. 2. Alçak: "Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir." -S. Ayverdi. 3. zf. Yoksul veya alçak bir biçimde: "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu." -H. E. Adıvar.
sf. 1. Sefalet çeken, yoksul: "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." -S. F. Abasıyanık. 2. Alçak: "Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir." -S. Ayverdi. 3. zf. Yoksul veya alçak bir biçimde: "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu." -H. E. Adıvar.
Türkçe - İngilizce
sefil anlamı
sıfat
1) miserable
2) wretched
3) abject
4) sordid
5) poor
6) squalid
7) destitute
8) shabby
9) beggarly
10) down at heels
11) hangdog
12) ropy
13) starveling
14) down and out
15) poverty-struck
16) poverty-stricken
17) dead-end
isim
1) poor
2) wretch
3) rep
sıfat
1) miserable
2) wretched
3) abject
4) sordid
5) poor
6) squalid
7) destitute
8) shabby
9) beggarly
10) down at heels
11) hangdog
12) ropy
13) starveling
14) down and out
15) poverty-struck
16) poverty-stricken
17) dead-end
isim
1) poor
2) wretch
3) rep
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sefil anlamı
(< Ar. sefil) sefil
(< Ar. sefil) sefil
sefil anlamı
< Ar. sefîl: sefil; uysal; kolay kandırılabilir. || sefil adam: yumuşak huylu, uysal adam
< Ar. sefîl: sefil; uysal; kolay kandırılabilir. || sefil adam: yumuşak huylu, uysal adam
sefil eş anlamlısı
alçak
sf. 1. Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı: "Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." -E. Şafak. 2. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer). 3. Kısa (boy): Alçak boylu bir adam. 4. mec. Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain: Vatan hizmetinden kaçanlar alçaktır.
sf. 1. Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı: "Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." -E. Şafak. 2. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer). 3. Kısa (boy): Alçak boylu bir adam. 4. mec. Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain: Vatan hizmetinden kaçanlar alçaktır.
yoksul
sf. 1. Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı: "O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş." -E. Şafak. 2. mec. İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz: "Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum." -M. Ş. Esendal.
sf. 1. Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı: "O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş." -E. Şafak. 2. mec. İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz: "Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum." -M. Ş. Esendal.
"sefil" için örnek kullanımlar
Vatandaş cep telefonundan, bilgisayarından işini görsün, devlet kapısında sefil olmasın.
Citizen's cell phone, computer, job, behold, the gate to be miserable state.
Kaynak: yeniasir.com.trVatandaş cebinden, bilgisayarından işini gücünü görsün, devletin kapılarında sefil olmasın.
Citizen's pocket, behold the power of computer job, miserable state, not the gates.
Kaynak: iha.com.trMillete ait olan yer altı kaynaklarından birileri oldukça para kazanıyor, millet ise aç, sefil ve borç batağında, en ağır faturalara maruz kalıyor.
Someone who belongs to the nation underground sources is gaining a lot of money, everybody is hungry, miserable and drowning in debt, are exposed to the most severe invoices.
Kaynak: yenimesaj.com.trDirhael ile evli olan Ivorwen sefil olarak yaşadıkları hayattan kurtulmak ister. Kızı Gilraen , Dunedain Reisi olan Arador 'un, oğlu
Kaynak: Ivorwen
Kaynak: Ivorwen
Yoksul ve sefil bir çocukluk ve ilk gençlikten sonra Frank biriktirdiği parayla vapur biletini alır ve tekrar Amerika'ya dönüş yapar.
Kaynak: Angela'nın Külleri (film)
Kaynak: Angela'nın Külleri (film)
(Faye Dunaway) bütün gün sefil bir barda geçen dipsomani k yaşantıları, barmenle (Frank Stallone) olan rutin didişmeleri, her seferinde
Kaynak: Bar Kelebeği
Kaynak: Bar Kelebeği
Hemen bir kilometre üstlerinde asılı kalmış mor bir ölüm bulutu bu sefil coğrafyada bir arada ve birbirleri ile hayatta kalmaya çalışan
Kaynak: İman Ltd.
Kaynak: İman Ltd.
Bir zamanlar İtalya'nın kuzeyindeki Po Ovası 'nda pirinç tarlalarında zor, hattâ sefil koşullarda çalışan işçilerin söyledikleri bu
Kaynak: Bella Ciao
Kaynak: Bella Ciao
8 Nisan 1476 'da kimliği belirsiz bir kişi tarafından bırakılan notta bir çok sefil işe ortak olmakla ve Aristokrat Tornabuoni ailesinden
Kaynak: Jacopo Saltarelli
Kaynak: Jacopo Saltarelli
Cemil Meriç kitabını okuyucuya şöyle sunmaktadır; "İnsanlık aynı sefil putlara tapan bir şaşkınlar kafilesi. Hakikatte mağaranın içi de,
Kaynak: Mağaradakiler
Kaynak: Mağaradakiler
Romanda İngiltere'nin seçkin insanlarının lüks yaşamına karşın onun değişiyle 'Uçurum İnsanları'nın yoksul ve sefil yaşayışına ele alır.
Kaynak: Uçurum İnsanları
Kaynak: Uçurum İnsanları
Ardından Stavrogin sefil bir yaşamı seçer ve Lebyadkina ile bu sefil hayat için evlenir. Petersburg'un en berbat batakhanelerine girer.
Kaynak: Ecinniler
Kaynak: Ecinniler
1938 yılında bir Fransız sömürgesi olan Senegal 'in uzak ve sefil bir köyünün beceriksiz ve işe yaramaz polis şefi ayyaş Lucien (Philippe
Kaynak: Sil Baştan (film, 1981)
Kaynak: Sil Baştan (film, 1981)
Kâmil çoktan öldü, aç, sefil, hasta, göçüp gitti. Vahram Papazyan Sovyetler Birliği 'ne geldi..." "Kategori:1889 doğumlular Kategori:Türk
Kaynak: Otello Kâmil
Kaynak: Otello Kâmil
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
