Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sınmak ne demek?

 - 4 sözlük, 13 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

sınmak anlamı
kırılmak, bozulmak, incimek

Güncel Türkçe Sözlük

sınmak, -ar anlamı
(nsz) hlk. 1. Kırılmak, parçalanmak, bozulmak. 2. Yenilmek, bozguna uğramak.

Tarama Sözlüğü

sınmak anlamı
1. Kırılmak, parçalanmak, münkesir olmak. 2. Zayıf düşmek, âciz kalmak. 3. Yenilmek, mağlûp, münhezim olmak. 4. Zayi olmak, kaybolmak. 5. Bozulmak. 6. Azalmak, şiddetini kaybetmek.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sınmak anlamı
Kırılmak.

Tokat -Eskişehir
-Amasya
Çilehane *Reşadiye -Tokat
-Elâzığ
Ayşepınar -Kayseri
*Bor -Niğde
Azerbaycan

sınmak anlamı
1.Korkmak, sinmek 2.Yenilmek, geri çekilmek. 3.Usanmak, bıkmak, yılmak. 4.İçine kapanmak, neşesi gitmek.
sınmak anlamı
Sığmak.

*Gerze -Sinop
Ömerhacılı *Kaman -Kırşehir
-Adana

sınmak anlamı
Doğum yapmak.

Çepni *Gemerek -Sivas
*Bünyan -Kayseri

sınmak anlamı
1.Beğenmek, imrenmek. 2.Alışmak, uymak.
sınmak anlamı
1.Küçülmek, fire vermek. 2.Bozulmak. 3.İnmek, sönmek, azalmak.
sınmak anlamı
1. Bıkmak, usanmak. 2. Yenilmek. 3. Tutulan oruçtan kuşkulanmak. 4. Güvenmek.
sınmak anlamı
Şişkin nesnenin içi boşalmak.

*Yalvaç Isparta

sınmak anlamı
Yerleşmek.

*Güdül Ankara

sınmak anlamı
Kırılmak, bozulmak: Öküzüm öldü kağnım sındı.

*Bünyan Kayseri

sınmak eş anlamlısı

bozulmak
(nsz) 1. Bozma işine konu olmak: "Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." -B. Felek. 2. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek: Et bozulmuş. 3. Dağılmak, bozguna uğramak: "Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu." -Ö. Seyfettin. 4. Taşıt arızalanmak. 5. mec. İyi ve değerli niteliğini yitirmek. 6. mec. Bir şeye kızmak, içerlemek: "Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." -O. C. Kaygılı. 7. mec. Sağlığını yitirip zayıflamak.
kırılmak
(nsz) 1. Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak. 2. Bükülerek kat yeri oluşturmak. 3. Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek. 4. (-e) Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek. 5. Kırgınlık duymak: "Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor." -S. F. Abasıyanık. 6. mec. Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. 7. mec. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak: "Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı." -P. Safa. 8. (-den) mec. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak. 9. fiz. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek.
parçalanmak
(nsz) 1. Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak: "Mine'nin parçalanmış bedeni gözlerimin önüne geliyor." -A. Ümit. 2. mec. Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek: "Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum." -T. Buğra.

"sınmak" için örnek kullanımlar

Köyde canlılığını koruyan, öz Türkçeye ait tipik bazı kelimeler şunlardır:Sındı(sınmak filinden türemiştir): Makas,Hangırda-Haarda: Nerede
Kaynak: Aşağınasırlı, Gölbaşı

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.