sızlanma is. Sızlanmak işi, yakınmak, şikâyet, şekva, tazallüm:
"Sonra karısının, para yetiştiremiyorum diye sızlanmasını hatırladı." -M. Ş. Esendal.
şekva is. (şekva:) esk. Şikâyet.
şikâyet is. (şikâ:yet) Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma (II), yakıntı:
"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." -A. Ş. Hisar.
yakınma(II)
is. Yakınmak (II) işi, şikâyet:
"Roman okuma günlerinde evlilik, çoluk çocuk üstüne dertleşmeler, yakınmalar, onu bunu çekiştirmeler yer almazdı." -A. Ağaoğlu.