şekva is. (şekva:) esk. Şikâyet.
şikâyet is. (şikâ:yet) Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma (II), yakıntı:
"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." -A. Ş. Hisar.
tazallüm is. esk. Sızlanma, yanıp yıkılma, yakınma:
"Bu mektup ... manasız edebiyatlar ve tazallümlerden sonra şu satırlarla bitiyordu." -R. N. Güntekin.
yakınmak(I)
(nsz) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak:
Kına yakınmak. yakınmak(II)
(nsz) Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek:
"Onların taklitlerini yapar, gönüllerinde hiçbir titreşim bulunmayışından kendine yakınırdı." -Ç. Altan.