sızlanmak ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
sızlanmak anlamı
(nsz) Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek: "Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu" -A. Kutlu.
(nsz) Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek: "Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu" -A. Kutlu.
Türkçe - İngilizce
sızlanmak anlamı
fiil
1) whimper
2) gripe
3) bemoan
4) whine
5) complain
6) belly
7) groan
8) beef
9) grizzle
10) grunt
11) kick
12) squeal
fiil
1) whimper
2) gripe
3) bemoan
4) whine
5) complain
6) belly
7) groan
8) beef
9) grizzle
10) grunt
11) kick
12) squeal
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sızlanmak anlamı
Yalvarmak
Yalvarmak
-İzmir
sızlanmak eş anlamlısı
şikâyet etmek
1) sızlanmak: "Adam yorulmak ve şikâyet etmek bilmiyordu." -A. Kulin. 2) birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirmek: "Belli bir şey, Behram edepsizi şikâyet etmiş olmalıydı." -K. Tahir.
1) sızlanmak: "Adam yorulmak ve şikâyet etmek bilmiyordu." -A. Kulin. 2) birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirmek: "Belli bir şey, Behram edepsizi şikâyet etmiş olmalıydı." -K. Tahir.
tazallüm etmek
sızlanmak, yakınmak, yanıp yakılmak: "İlk iş olarak kardeşi sultana tazallüm edici bir mektup yazıp gizlice gönderdi." -N. F. Kısakürek.
sızlanmak, yakınmak, yanıp yakılmak: "İlk iş olarak kardeşi sultana tazallüm edici bir mektup yazıp gizlice gönderdi." -N. F. Kısakürek.
yakınmak
(I) (nsz) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak: Kına yakınmak.
(I) (nsz) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak: Kına yakınmak.
yakınmak
(II) (nsz) Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek: "Onların taklitlerini yapar, gönüllerinde hiçbir titreşim bulunmayışından kendine yakınırdı." -Ç. Altan.
(II) (nsz) Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek: "Onların taklitlerini yapar, gönüllerinde hiçbir titreşim bulunmayışından kendine yakınırdı." -Ç. Altan.
