çalma is. 1. Çalmak işi:
"Kimsenin bilmediği bir havayı çalmaya başladılar." -H. F. Ozansoy. 2. Hırsızlık, sirkat:
"Rüyamıza kadar giren bu bahçeden elma çalmaya gidiyorduk." -B. R. Eyuboğlu. 3. Başa sarılan sarık. 4.
sf. Çalınmış:
Çalma mal. 5.
sf. Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş:
Çalma çiçekli bir gümüş vazo. 6.
hlk. Kibrit.