sosyete anlamı Fr.société
1. Topluluk, toplum, cemiyet: §
"Bizde ise bir sosyete (cemiyette) parlayabilecek kadın bilkülliye nevadirdendir." -Ahmet Midhat Efendi, Jön Türk, 89. §
"… ben de şimdilik vatandaşlarıma modern sosyetenin kaide ve inceliklerini öğretmekle meşgul olacağım." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 31. § "
Çocuklar yıllardan beri okullarda toplum demeğe alıştılar, birçok yazarlarımız toplum'u kullandılar, onu beğenmiyenler de Frenkçe société tilciğini eciş-bücüş bir kılığa sokup sosyete dediler." -Nurullah Ataç, Diyelim, 44. § "
… sosyete yosması; menkul kıymetler borsasını alt üst eden, Orson Welles bozması sanayici…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 167. 2. Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk: §
"Sosyetede bir kişinin etrafına toplanmak, öteki misafirleri açıkta bırakmak ayıptır." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 44. §
"Tiyatro, sinema, bar, randevuevi, vesikalı ev, balo, salon, sosyete, ünyon…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 327. § "
Etrafındaki sosyete zariflerini dinler gibi yapıyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 50. § "
Pera sosyetesinin olmazsa olmazları…" -Elif Şafak, Mahrem, 37.