Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sökmek ne demek?

 - 4 sözlük, 9 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

sökmek anlamı
sökmek, yarmak, yırtmak; diz çökmek
sökmek anlamı
sövmek
sökmek anlamı
söğmek, sövmek

Güncel Türkçe Sözlük

sökmek, -er anlamı
(-i) 1. Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak: "Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür." -Y. Kemal. 2. Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak: Makineyi sökmek. 3. Rüzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek. 4. Geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak: Araba çamuru sökemedi. Gemi akıntıyı söktü. 5. Karışık bir yazıyı okumak: "Çok okunaksız bir yazı. Ben söker gibi oldum." -H. Taner. 6. (nsz) Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak. 7. Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek: "Saplandığı fikirlerden sökemezdiniz." -Y. Z. Ortaç. 8. (-den) Örülmüş, dikilmiş şeyin, örgüsünü veya dikişini ayırmak. 9. mec. Okuyabilme becerisini kazanmak: "Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir." -R. N. Güntekin. 10. (nsz) argo Geçmek, etki yapmak: "Ne yaparsın, dedi, burada böyle söküyor!" -F. R. Atay. 11. (nsz) tkz. Gelmeye başlamak veya çıkagelmek: "Şermin'le Nermin Tam bir saat sonra yani saat beş buçukta söktüler." -H. E. Adıvar.

Türkçe - İngilizce

sökmek anlamı
fiil
1) disassemble
2) rip off
3) detach
4) dismantle
5) rip
6) dismount
7) tear down
8) demount
9) undo
10) ravel
11) unfix
12) unravel
13) spring
14) unstitch
15) ravel out
16) disjoint
17) cut loose
18) knock down
19) read
20) slit
21) take down
22) unpick
23) unrig

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sökmek anlamı
Yaslanmak

Şebinkarahisar -Giresun

sökmek anlamı
Güçlüğü yenmek, başarmak : Çocuk okumayı sökdü.

*Bor -Niğde
*Mut -İçel

sökmek anlamı
Çiftleşen hayvan döl tutmamak.

Karamanlı *Tefenni Burdur

sökmek anlamı
Bozmak

Çüngüş, Çermik Diyarbakır

sökmek eş anlamlısı

ayırmak
(-i, -e) 1. Bölmek: Elmayı dörde ayırmak. 2. (-e, -den) Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak: Çocuklara pastadan biraz ayırdım. 3. Bir yeri bir engelle bölmek. 4. (-den) Birbirinden uzaklaştırmak. 5. (-i) Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek. 6. (-den, -e) Seçmek: "Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır." -F. R. Atay. 7. (-i, -den) İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak: Karıyı kocasından ayırmak. 8. (-i, -den) Farklı davranmak, fark gözetmek: Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım? 9. Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek: Odayı çocuklara ayırmak.
götürmek
(-i) 1. Taşımak, ulaştırmak veya koymak: "Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim." -A. Kutlu. 2. (-i, -e) Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek. 3. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek: Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü. 4. (nsz) Öldürmek: Hastalık çok insan götürdü. 5. (-e) Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek. 6. (-i, -e) Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek: Beni evime kadar götürdü. 7. (-e) Bir sonuca vardırmak: "Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır." -N. Ataç. 8. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak: Eksiler artıları götürdü. 9. argo Tümüyle sahip olmak. 10. argo Çalmak.
rüzgâr
is. 1. Havanın yer değiştirmesiyle oluşan esinti, yel, bad. 2. meteor. Rüzgâr çizelgesinde hızı 17-21 deniz mili olan ve kuvveti 5 ile gösterilen esinti.
sel
is. 1. Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su. 2. mec. Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın: "Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor." -N. Cumalı. 3. mec. Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış.
uzaklaştırmak
(-den, -i) 1. Uzağa götürmek: "Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan" -A. Kulin. 2. Çıkarmak, ayırmak: "Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." -H. R. Gürpınar. 3. mec. Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak: "Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın." -M. Ş. Esendal.

"sökmek" için örnek kullanımlar

Niyeti bu; topu rakibinden sökmek, kapmak, çalmak değil kontrol etmek.
The intention of this, remove the ball opponent, grabs, not to control the play.
Kaynak: tr.eurosport.com
Bunun yanında terzi makaslarının bir ucu özellikle sivrilterek kumaştaki dikişleri sökmek gibi kullanım alanları için özelleştirilmiştir.
Kaynak: Makas
Bu filozofa göre düşüncenin yazı yoluyla kendisini açığa vurması gereklidir; böylelikle bulunuş metafiziğinin yapısını sökmek mümkün
Kaynak: Bulunuş metafiziği
Foton madde yüzeyindeki bir elektrona çarptığında h u enerjisinin bir kısmı elektronu madde yüzeyinden sökmek için harcanmakta (bu
Kaynak: Fotoelektrik etki
yenilgilerle bozuk durumdaydı, ancak Sırplar Osmanlı kuvvetlerini mevziilerinden sökmek için günün büyük bir kısmını harcamak zorunda kaldılar.
Kaynak: Pirlepe Muharebesi
sekü- | sökmek | sökmäk | hütiv | sögüv | sūrū | sökmàk | sütü | sökmek | sökmäk | söger | sorı- | sormak | soruşmag | horav | surav |
Kaynak: Türkçe ve Moğolcadaki ortak sözcükler
Bu örgüyü sökmek iyi değildir, kendi kendine çözülmesini beklemek gerekir. Bazen insanlar gece yarısı uyanınca ev içinde yürüme ve nefes
Kaynak: Ev İyesi
Bu nedenle geri dönüp otobüslerin üst kısmını sökmek zorunda kaldılar. İngilizler, 1931 yılında kapının her iki tarafındaki duvarları
Kaynak: Girne Kapısı
Subayın Fethi Bey'in omuzlarındaki albaylık apoletlerini sökmek istemesi üzerine, elini şiddetle iterek, "Onları sen takmadın ki sen
Kaynak: Süleyman Fethi Bey
yer almaktadır) hükümetin içindeki komünizm unsurlarını kökünden sökmek için Joseph McCarthy tarafından uygulanan gözden düşürme
Kaynak: İyi Geceler ve İyi Şanslar
Tek yapılması gereken pili çıkarıp üç vidayla yerine sabitlenmiş olan koruma şeridini sökmek. Böylece RAM ve sabit diski kolayca yerinden
Kaynak: MacBook
Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır” diyerek, Mustafa Ertuğrul'un bataryasına dokunmadı.
Kaynak: Mustafa Ertuğrul Aker
Kent duvarlarının altını kazarak duvarlardan taşları sökmek dahil her türlü kuşatma tekniğini ve silahını kullanarak kenti düşürene kadar
Kaynak: Nakşa Kuşatması (MÖ 499)
Kent duvarlarının altını kazarak duvarlardan taşları sökmek dahil her türlü kuşatma tekniğini ve silahını kullanarak kenti düşürene kadar
Kaynak: İyon Ayaklanması

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.