sulu ne demek?
- 6 sözlük, 7 sonuç.BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
sulu anlamı
Patatesli et haşlaması. (Sarıkeçili -gaziantep)
Patatesli et haşlaması. (Sarıkeçili -gaziantep)
Güncel Türkçe Sözlük
sulu anlamı
sf. 1. Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı: "Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?" -R. N. Güntekin. 2. Suyu çok olan: "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu." -Ö. Seyfettin. 3. İçine su katılmış, sulandırılmış olan: Sulu süt. 4. mec. Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse): "Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur." -M. Ş. Esendal.
sf. 1. Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı: "Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?" -R. N. Güntekin. 2. Suyu çok olan: "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu." -Ö. Seyfettin. 3. İçine su katılmış, sulandırılmış olan: Sulu süt. 4. mec. Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse): "Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur." -M. Ş. Esendal.
Kimya Terimleri Sözlüğü
sulu anlamı İng. hydrated, hydrous Osm. hidrate Alm. Hydratisiert, Wasserhaltig Fr. hydraté
Su molekülleri ile kuşatılmış, hidratlanmış.
Su molekülleri ile kuşatılmış, hidratlanmış.
Türkçe - İngilizce
sulu anlamı
sıfat
1) aqueous
2) juicy
3) watery
4) wet
5) hydrated
6) succulent
7) hydrous
8) moist
9) slushy
10) runny
11) lush
12) soft
13) soupy
14) saucy
15) weak
16) sloppy
17) ripe
18) washy
19) enhydrous
20) sassy
21) pappy
22) smarmy
zarf
1) saucily
sıfat
1) aqueous
2) juicy
3) watery
4) wet
5) hydrated
6) succulent
7) hydrous
8) moist
9) slushy
10) runny
11) lush
12) soft
13) soupy
14) saucy
15) weak
16) sloppy
17) ripe
18) washy
19) enhydrous
20) sassy
21) pappy
22) smarmy
zarf
1) saucily
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sulu anlamı
Gevşek bükülmüş ipek, pamuk, yün v.b. şeyler
Gevşek bükülmüş ipek, pamuk, yün v.b. şeyler
*Bor -Niğde
sulu anlamı
Etle pişmiş sebze yemeği.
Etle pişmiş sebze yemeği.
*Elbistan-Maraş
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Sulu anlamı
Kütahya ili, Köprüören bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Kütahya ili, Köprüören bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
sulu zıt anlamlısı
koyu
sf. 1. Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı: Koyu pekmez. Koyu süt. 2. Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı: "Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu." -H. E. Adıvar. 3. bl. Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi. 4. mec. Aşırı (davranış, düşünce vb.): "Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış." -A. Ş. Hisar. 5. mec. Derin, hararetli: Koyu bir sohbet.
sf. 1. Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı: Koyu pekmez. Koyu süt. 2. Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı: "Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu." -H. E. Adıvar. 3. bl. Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi. 4. mec. Aşırı (davranış, düşünce vb.): "Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış." -A. Ş. Hisar. 5. mec. Derin, hararetli: Koyu bir sohbet.
"sulu" için örnek kullanımlar
yüzyıla kadar sürmüş, daha sonra yerini sulu boya resme bırakmıştır.
century continued, then left the location of watercolor painting.
Kaynak: haber3.comÇok sulu gözlü değilim; ama o gün 90 dakikanın sonunda gözlerim yaşardı.
I'm not too watery eyes, but at the end of 90 minutes that day, my eyes filled with tears.
Kaynak: sporx.comResim öğretmeni Altıntaş, sergide sulu boya ve akrilik 62 eserin bulunduğunu söyledi.
No teacher Altintas, watercolor and acrylic 62 works in the exhibition, he said.
Kaynak: haber3.comBir adam var ve etrafındaki sulu alanda kayak olacak.
There's a guy in and around the ski area will be irrigated.
Kaynak: timeturk.comSuda veya sulu bir çözelti de çözündüğünde yüzey gerilimi ni etkileyen (çoğunlukla azaltan) kimyasal bileşik . Yüzey aktif maddeler aynı
Kaynak: Yüzey aktif madde
Kaynak: Yüzey aktif madde
İshal veya diyare (Rumca : διαρροή sızıntı, "akıp gitme") dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur. İshal kesinlikle bir
Kaynak: İshal
Kaynak: İshal
Yarım küremsi şekliyle, temel olarak sulu yemekleri ağıza götürmekte kullanılır. Yemek pişirme ve servis edilmesinde kullanımı
Kaynak: Kaşık
Kaynak: Kaşık
Seröz bezler; hücre leri muköz bezler e göre daha küçük görünen, salgı ları sulu ve akışkan olup, protein içeren yapıda salgı yapan
Kaynak: Seröz bezler
Kaynak: Seröz bezler
1864 yılından 1969 yılına kadar köy konumunda bulunan kasaba , sazlık ve sulu bir arazide bulunduğu için Kargıpınarı adını almıştır.
Kaynak: Kargıpınarı, Erdemli
Kaynak: Kargıpınarı, Erdemli
Batırık; bulgur ile yapılan bir çeşit sulu soğuk salata dır. İçindeki domates , salatalık ve bulgurdan ötürü kısır ı andırır. İç Anadolu
Kaynak: Batırık
Kaynak: Batırık
Maracaibo Gölü (Lago de Maracaibo), hafif tuzlu sulu körfez gölüdür Venezuela 'da. 09 | 48 | 57 | N | 71 | 33 | 24 | W | type:waterbody_
Kaynak: Maracaibo Gölü
Kaynak: Maracaibo Gölü
Kapadokya yöresinin sulu, beyaz bir üzüm cinsidir. Beyaz şarap üretiminde yoğun olarak tercih edilen bir türdür. Nevşehir , Kırşehir ,
Kaynak: Emir (üzüm)
Kaynak: Emir (üzüm)
Cibre özellikle üzüm gibi şıralı meyvelerin şırası alındıktan sonra kalan az sulu az şekerli kısmı. Şarap ya da pekmez üretiminden artan
Kaynak: Cibre
Kaynak: Cibre
İyonizasyon derecesi, örneğin gaz ya da sulu çözeltilerdeki nötr parçacıkların, yüklü parçacıklara iyonize olmasının oranına denir.
Kaynak: İyonizasyon derecesi
Kaynak: İyonizasyon derecesi
Misket üzümü, kalın kabuklu, orta büyüklükte, güzel kokulu sulu bir üzüm cinsidir. Denizi kenarındaki killi- kumlu topraklar ana vatanıdır
Kaynak: Misket (üzüm)
Kaynak: Misket (üzüm)
Kinetoplastitler çeşitli türleri toprakta ve sulu ortamlarda bulunduğu gibi insanlar ve hayvanlarda ciddi hastalıklardan sorumlu olan bir
Kaynak: Kinetoplastit
Kaynak: Kinetoplastit
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
