şedit anlamı sf. esk. Yeğin, şiddetli: "Bu şedit boğuşma Yarım saatten ziyade sürdü." -Ö. Seyfettin.
şedit eş anlamlısı
şiddetli sf. 1. Etkisi çok olan, zorlu: "Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu." -F. R. Atay. 2. Hızlı: "Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu." -R. Enis. 3. Aşırı: Şiddetli geçimsizlik.
Mısır'dan yanında 6 cellatla birlikte gelmesini Uzunçarşılı Malkoç Yavuz Ali Paşa'nin şedit ve kan dökücü olmasına yorumlamaktadır. Kaynak:Malkoç Yavuz Ali Paşa
Modern tarihçi Uzunçarşılı onu şöyle değerlendirmektedir:Kendisi ehliyetli bir vezir idiyse de şedit ve mühevvir ve ve aynı zamanda çok Kaynak:Hezarpare Ahmed Paşa