alacak is. 1. Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı:
Bütün alacaklarımı topladım. 2. Alınması gerekli şey:
Çarşıdan alacaklarım için bir liste yaptım. borç is. 1. Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey:
"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." -P. Safa. 2.
mec. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe:
"Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayım" -B. S. Erdoğan.
ilişki is. 1. İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas:
"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." -H. E. Adıvar. 2. Bağlantı, temas:
Kar yağınca köylerle ilişki kesildi.