anında zf. (a:nında) 1. Çabucak:
"Ne zaman irkilse ani bir kas seğirmesi gibi neredeyse istem dışı bir itkiyle anında basardı tövbeyi." -E. Şafak. 2.
sf. Aynı anda, o anda, simultane.
birden zf. 1. Bir defada. 2. Ansızın:
"Sokakta yürürken birden durup yukarı bakarmışım." -A. Ağaoğlu. 3. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada:
"Üçümüz birden sürükleyerek şilteyi de dışarı çıkardık." -A. Kutlu.
hemen zf. 1. Çabucak:
"Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz." -N. Hikmet. 2. Aşağı yukarı:
"Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor." -N. Ataç. 3. Yalnız, sadece. 4.
sf. Çok:
"Onun hemen yanında duran küçük kız başını önüne eğmiş, alt dudağını sarkıtmış, kırmızı ojeli parmaklarını kucağında kavuşturup taş kesilmişti." -E. Şafak.