tarassut, -du anlamı is. esk. Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma: "Pek yakın bir tarassut noktasından görebilenler arasına katılacağımı sanıyordum." -Y. K. Karaosmanoğlu.
"tarassut" için örnek kullanımlar
Çırağan'ın dışarı ile tamamen irtibatının kesilmesi ve sıkı bir tarassut altına alınması bu dönemdedir. Ailesi ve maiyetindekilerle Kaynak:V. Murad
oranın sorumlusu sıfatıyle Necmeddin Efendi bundan büyük bir rahatsızlık duymuş ve namaz evveli muslukların önünü uzakdan tarassut altına almış. Kaynak:Necmettin okyay