tarz ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü
tarz anlamı İng. mood, mode Alm. Modus Fr. mode
Yüklemin bildirdiği zamanı görülen geçmişe, duyulan geçmişe ve dilek şart kipine aktararak elde edilen birleşik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-muş, bil-ir-se gibi. Bu örneklerde, fiildeki oluş ve kılışı şimdiki zamandan geçmiş zamana ve şarta aktararak fiilin tarzını oluşturan öge eski er- fiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-miş er-di > gel-miş-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb.
Yüklemin bildirdiği zamanı görülen geçmişe, duyulan geçmişe ve dilek şart kipine aktararak elde edilen birleşik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-muş, bil-ir-se gibi. Bu örneklerde, fiildeki oluş ve kılışı şimdiki zamandan geçmiş zamana ve şarta aktararak fiilin tarzını oluşturan öge eski er- fiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-miş er-di > gel-miş-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb.
Güncel Türkçe Sözlük
tarz anlamı
is. 1. Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr: "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." -R. H. Karay. 2. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi: "Artık bu tarzda hayat hakları aramanın mevsimi geçtiğini sanıyorum." -N. F. Kısakürek. 3. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept: Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel. 4. Biçim, yol.
is. 1. Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr: "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." -R. H. Karay. 2. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi: "Artık bu tarzda hayat hakları aramanın mevsimi geçtiğini sanıyorum." -N. F. Kısakürek. 3. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept: Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel. 4. Biçim, yol.
Türkçe - İngilizce
tarz anlamı
isim
1) style
2) genre
3) mode
4) way
5) manner
6) form
7) fashion
8) school
9) modality
10) modus
11) brand
12) method
13) angle
14) stroke
isim
1) style
2) genre
3) mode
4) way
5) manner
6) form
7) fashion
8) school
9) modality
10) modus
11) brand
12) method
13) angle
14) stroke
tarz eş anlamlısı
janr
is. 1. Tarz: "1925'te onu, sonraları bilhassa hikâyelerinde kullanılacağı bir janrın, korkunun şairi olarak görüyoruz." -Z. O. Saba. 2. biy. Tür.
is. 1. Tarz: "1925'te onu, sonraları bilhassa hikâyelerinde kullanılacağı bir janrın, korkunun şairi olarak görüyoruz." -Z. O. Saba. 2. biy. Tür.
konsept
is. 1. fel. Kavram. 2. Anlayış, görüş. 3. Tarz. 4. Düzen.
is. 1. fel. Kavram. 2. Anlayış, görüş. 3. Tarz. 4. Düzen.
stil
is. ed. Üslup, biçem.
is. ed. Üslup, biçem.
üslup
is. (üslu:bu, l ince okunur) 1. Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz: "Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." -A. Ş. Hisar. 2. Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil: "Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor." -R. H. Karay. 3. ed. Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil.
is. (üslu:bu, l ince okunur) 1. Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz: "Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." -A. Ş. Hisar. 2. Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil: "Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor." -R. H. Karay. 3. ed. Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil.
"tarz" için örnek kullanımlar
Daha o güne kadar bu tarz birçok söylentinin yayılması gayet doğal.
More of this kind of rumor spread that until the day is very natural.
Kaynak: haberler.comFatih Volkan, bu tarz bilgiler elde ettiklerini mahkeme heyetine bildirdi.
Fatih volcano, the court stated that they had obtained such information.
Kaynak: stargundem.comBu tarz hikayelerle yaşamayı öğrendik ve bu bilinçle hizmet ediyoruz.
This kind of stories we learned to live with this awareness we serve.
Kaynak: timeturk.comBu tarz şeyler yaşanabilir, bunlar futbolun doğasında olan şeyler.
These kinds of things happen, these are the things that are inherent in football.
Kaynak: sporx.comArar, bu albümde hafiften tarz değişikliğine gitmiş, klasik okuduğu tarz arasında Elektronik Müzik esintilerine de yer vermiştir.
Kaynak: Zamanın Eli
Kaynak: Zamanın Eli
Bu tarz yapı özellikle lamba kullanan amplifikatör ler için geçerlidir. Tek bir güç katı lamba sı kullanılarak ses sinyalinin hem negatif
Kaynak: Single Ended Amplifikatör
Kaynak: Single Ended Amplifikatör
Bu tarz türevleri içeren denklemlere kısmi diferansiyel denklem denir. Tanım : z:mathbb R^n imes mathbb R^n o mathbb R. z f(1,2,...,
Kaynak: Kısmi türev
Kaynak: Kısmi türev
İngiliz bahçesi, 18. yüzyıl İngiliz bahçecilik tasarım tarz karakteristiğini, özellikle de Lancelot Brown 'un peyzaj mimarlığı
Kaynak: İngiliz bahçesi
Kaynak: İngiliz bahçesi
Grup bu albümde tarz değişikiğine gitmiş, eski sert çizgisinden kaymıştır. Albümdeki şarkılar: Bütün şarkıların yazımı Dave Mustaine , Marty
Kaynak: Risk (albüm)
Kaynak: Risk (albüm)
Bu tarz ve soundu uygulamaya geçiren ilk gruplardan biri olan Clawfinger agresif fakat melodik bir yapıya sahip, politik, anti faşist
Kaynak: Clawfinger
Kaynak: Clawfinger
Yöntem, düzen, tarz, usul. Metod Etüdü , daha kolay, ucuz ve etken yöntemlerin geliştirilmesi amacıyla mevcut yolların sistematik
Kaynak: Metod
Kaynak: Metod
Ligne claire (temiz çizgi), Tenten 'i yaratan kişi olarak bilinen Belçikalı çizer Hergé 'nin öncülüğünü yaptığı bir tarz. İsim,
Kaynak: Ligne claire
Kaynak: Ligne claire
Bağlamada kendi stiliyle yeni bir tarz yarattı. Kullandığı sırma tellerden oluşan bağlamasını el tekniklerini geliştirerek çaldı ve bu
Kaynak: Zeki Çağlar Namlı
Kaynak: Zeki Çağlar Namlı
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
