pratik
is. 1. Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül. 2. Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye. 3. sf. Uygulamalı. 4. sf. Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı: "Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı." -R. N. Güntekin. 5. sf. mec. Sorunlara kolay ve hızlı çözüm bulan.

uygulama
is. 1. Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik: "Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor." -A. Ümit. 2. Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik: "Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları." -N. Cumalı. 3. huk. Yürütüm.

Çünkü kesilen cezalar ciroları üzerinden tatbik edilmiş bir rakamdır.Kaynak: sabah.com.tr

Ev hanımları da seminerde uygulanan yöntemi kendileri de bizzat tatbik etti.Kaynak: haber3.com

Çünkü kesilen cezalar ciroları üzerinden tatbik edilmiş.Kaynak: haber.gazetevatan.com

Bu da olur, olmaz demiyorum ama önce cezayı tatbik etmek isteyen kendisine baksın.Kaynak: posta.com.tr

transfer baskı Özel kâğıt üzereine tatbik edilen boyanın diğer matryaller üstüne ısı ve basınç ile baskı boyanın tatbik edilmesi yöntemidir
Kaynak: Transfer baskı

Ateş destek planı, belirli bir vazifede kıtaları desteklemek üzere tatbik edilecek topçu ateşi , baraj ateşleri, hava bombardımanları
Kaynak: Ateş destek planı

Bir taarruzda tatbik edilecek manevra ve hareketlere ait teferruatlı plan . Manevra planı; hedeflere nerede, ne zaman ve nasıl taarruz
Kaynak: Manevra planı

Voltajın tatbik edilmesiyle ortaya çıkan akım, sargı etrafında bir manyetik alan doğurur. Bu alan, yakına konan diğer sargıda bir voltaj
Kaynak: Transformatör

Yıkama sonucu atıklar doğaya bırakılmamalı ve tatbik eden insanların asit buharı nı solumamaları için güçlü maske, gözlük, eldiven ve
Kaynak: Pasivasyon

Elektroşok , hastanın şakaklarına tatbik edilen elektrotlardan belirli bir elektrik akımının belirli süre içinde (yarım sn gibi)
Kaynak: Elektrokonvülsif terapi

mütenazır olarak kullanılması gibi, Balkan yarımadasına tatbik olunmuş ve garp kaynaklarında “Peninsule romaine” tarzında da kullanılmıştır.
Kaynak: Rumeli

Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir (uygulanabilir). Birinci vazife (Kur'ân'daki
Kaynak: İmam Mehdi

Banknot, 17. yüzyıl dan başlamak üzere bilhassa tarihte I. Dünya Savaşı na kadar geniş bir tatbik sahası bulmuştur. Emtia (mal), arazi
Kaynak: Banknot

2006 yılından itibaren her sene Avrupa‘da Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamış; 2011-12 sezonunda ilk kez tatbik edilen Sekizli
Kaynak: Fenerbahçe Spor Kulübü

aylarında tatbik edilen DBT karma aşısı içinde yer alan ve difteri mikrobunun toksininin zayıflatılmasıyla yapılan difteri aşısının yaygın
Kaynak: Difteri

Kuduz, şarbon ve tavuk kolerası gibi hastalıklar için aşıyı bulup tatbik eden kişi Pasteur 'dür. 1882 senesinde ise mikroskop la dahi
Kaynak: Kuduz

bulundukları coğrafya içinde - ulusal seviyede; sporcuların gelişimlerini, antrenörlerin ve yetkililerin tatbik ettikleri antrenmanları tanıtırlar.
Kaynak: Ulusal Olimpiyat Komitesi

özellikle aletli ve aletsiz jimnastik hakkındaki yeni yöntemleri dönüşte Galatasaray Lisesi 'nde tatbik etmek üzere öğrenmiş ve bizzat uygulamıştır.
Kaynak: Faik Üstünidman

Günümüzde İslam ve Hıristiyanlık dinlerinin tatbik edildiği şehirde, yerli Harar kabilelerinin yanı sıra çeşitli Etyopyalı ve Somali li
Kaynak: Harar

(Bakâra; 257) Velâyetin şartı; Kur'an ve Sünnet i muhafâzadır, tam tatbik etmektir. Velâyet iki kısımdır: Velâyet-i Âmme; bütün mü'minler
Kaynak: Velâyet