ilerlemek (nsz) 1. Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak:
"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." -H. E. Adıvar. 2. Vakit geçmek:
"Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya..." -O. Rifat. 3. Daha güçlü, daha etkili duruma gelmek:
Ahbaplık ilerledi. Hastalık ilerledi. 4. Daha iyi, daha yüksek bir düzeye, aşamaya erişmek, gelişmek, terakki etmek.
yükselmek (nsz) 1. Yükseğe çıkmak:
"Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." -N. Cumalı. 2. Fiyat, çoğalmak, artmak. 3. Aşaması artmak. 4. Unvan, rütbe vb. ilerlemek. 5.
mec. Güçlenmek, şiddetlenmek:
"Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 6.
mec. Yüce duruma gelmek, yücelmek:
Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.