döndürmek (-i, -e) 1. Dönmesini sağlamak. 2.
(-i) Başarısız saymak, geri çevirmek:
Sınavda döndürmüşler. 3. Çevirmek:
"Oğlu başını arkaya döndürdü." -H. R. Gürpınar. 4.
mec. ... bir duruma getirmek:
Beni serseme döndürdü. 5.
mec. Düzene koymak, yönetmek:
Tek başına bütün evi döndürüyor. yuvarlamak (-e) 1. Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek:
"... balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız." -R. H. Karay. 2.
(-i) Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek. 3.
(-i, -e) Hızla düşürmek, devirmek:
Bir çelmede adamı yere yuvarladı. 4.
(nsz) mec. Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek:
"Bu meslekte neler gördük biz, diye yuvarlayarak lafı değiştiriyorum." -A. Ümit. 5.
(nsz) tkz. İnanılmayacak yalanlar söylemek. 6.
(nsz) tkz. İstekle ve çabucak yemek veya içmek:
"Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış." -A. İlhan.