telaş is. (tela:şı, l ince okunur) 1. Herhangi bir sebeple acelecilik:
"Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." -H. Taner. 2. Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe:
"Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." -H. E. Adıvar. 3. Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa:
"O günü vapurda bulunup da hanımların telaşını görseydiniz." -R. N. Güntekin.