Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

temaşa etmek ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

temaşa etmek anlamı
seyretmek, bakmak: "Koca bir tarihin tutuştuğunu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." -A. Gündüz.

temaşa etmek eş anlamlısı

bakmak
(-e) 1. Bakışı bir şey üzerine çevirmek: "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" -C. S. Tarancı. 2. Aramak. 3. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak: "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." -O. V. Kanık. 4. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. 5. Beslemek, geçindirmek: Üç çocuklu bir aileye bakıyor. 6. Bir iş birinden beklenmek: Evin bütün işleri bana bakıyor. 7. Hastayı muayene etmek. 8. Tedavi etmek için ilgilenmek. 9. Yoklamak, incelemek, denemek: Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız? 10. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak: Pasaport işine polis bakar. 11. (nsz) İlgilenmek: "Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı." -E. Bener. 12. Uğraşmak, meşgul olmak: Çocuğum, sen derslerine bak. 13. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak: Bu iş beş bin liraya bakar. 14. Gözetmek, korumak. 15. Renklerde benzemek, andırmak: Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor. 16. Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak: "Aşka kutsal gözle bakanları üzmekten korkarım." -R. H. Karay. 17. (nsz) Anlamak, farkına varmak: "Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez." -M. Ş. Esendal. 18. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak: Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak! 19. (nsz) Bebeğin veya çocuğun eğitim ve bakımıyla ilgilenmek: "Kadınlar, iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlardı, o yorgunlukla." -N. Cumalı.
seyretmek
(nsz) (se'yretmek) 1. Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak: "Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu." -İ. O. Anar. 2. (-i) Bir olaya karışmadan bakmak: "Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş olduğu çocuklu tazenin kocasıyla buluşmasını seyrediyordu." -H. E. Adıvar. 3. Eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek: "Ben, çok güzel bir şey seyrediyorsam tiyatroda, daha ne kadar sürecek piyes diye aklıma getirmem." -N. Hikmet. 4. Taşıt, ilerlemek, yol almak. 5. Hastalık vb. sürmek, devam etmek: "Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu." -E. Şafak.
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.