tempo anlamı İt..tempo
1. Bir müzik parçasındaki bölümlerin hızlarını belirtmek için kullanılan kelime, vuruş: § "
O kadar sevdiği ve beğendiği elleriyle bir yığın çatal ve bıçak arasında tempo tutarak söylediği besteler." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 149. § "
... bazen da parmaklarıyla direksiyonun üstünde tempo tutarak şarkı söylüyor." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 81. § "
Billur küpelerin şarkısı adımlarıma tempo tutuyor…" -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 75. § "
Davulun devamlı temposu." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 94. 2. Gidiş, ilerleyiş, gelişme hızı, tarz: § "
… beklemediği anlarda, beklemediği şeylerle karşılaşması, yaşama temposunu altüst etmiş." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 11. 3. Vücut alıştırmalarının belirli süre içinde tekrarlanma hızı. 4. Belirli aralıklı ritim, hız: § "
Fransız tarihinin sahifeleri beyninin içinde atların ayak sesleriyle bir tempoda,tıkır tıkır dönüyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 39. § "
İnsanlar, yine her şey normalmiş gibi duruyor, bazen tempo tutuyor." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 73. § "
Tamtamlar, birdenbire, şimdiye kadar işitmediğimiz bir tempoyla çalmaya başladı." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 150. § "
Bizim marşlar hep yeni dans temposuyla." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 53. § "
Donuk sesinin yıldırıcı temposu ile ruhunun olanca fıtrî celadetini ve samimi heyecanını karşısındakine duyurma kudretinde..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 129. § "
"Everything is going all right… Everything is going all right!" diye bir tempo tutturmuş emekli albay." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 203.