oran is. 1. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo:
"Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." -N. Cumalı. 2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. 3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin. 4.
mat. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı:
Üçün sekize oranı. orantı is. 1. Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp. 2.
mat. Birincinin ikinciye oranı, üçüncünün dördüncüye oranına eşit olan dört terim arasındaki bağıntı, orta.