gelişme is. 1. Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon:
"Şiir, uygarlıkların doğuşunda, gelişmesinde ilk işaret oluyor." -N. Cumalı. 2. Olan biten şey. 3.
ed. Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm.
ilerleme is. 1. İlerlemek işi:
"Doğru yolda, seçtiğim bir yolda ilerlemem gerekir." -N. Hikmet. 2. Terfi, terakki:
"Hâkim ve savcıların ... meslekte ilerlemeleri ... kanunla düzenlenir." -Anayasa. 3.
fel. Daha iyi, daha yetkin, daha değerli, daha yüksek bir duruma doğru basamak basamak oluşan gelişme, terakki.
yükselme is. 1. Yükselmek işi, itila:
"Pencereden çıkıp göğe yükselmeye başladı." -İ. O. Anar. 2. Terfi:
"... askerî hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir." -Anayasa. 3.
coğ. Suların kabararak yüzeyinin yükseğe çıkması:
"Filika hafif hafif sallanıyor, denizin alçalıp yükselmesine ayak uydurmuş." -Z. Selimoğlu. 4.
jeol. Yer kabuğunun yerin düşey salınımından ileri gelen hareketi.