düzenlemek (-i) 1. Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek:
 Odasını düzenledi. 2. Yapmak, hazırlamak:
 "Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler." -B. R. Eyuboğlu. 3.
 müz. Düzenleme yapmak. 4.
 müz. Müzik aletlerini akort etmek.
 hazırlamak (-i) 1. Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek:
 "Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2.
 (nsz) Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek:
 Sözlük hazırlamak. 3. Önceden düzenlemek. 4. Önlem almak, sağlamak:
 Kış için kömürü hazırladık. 5. Sebep olmak, yol açmak:
 İç bölünmeler felaketi hazırlar. 6.
 (-i, -e) Birini herhangi bir şeyi yapabilecek veya bir şeyi yüklenebilecek duruma getirmek:
 "Yine ömründe bir kez bile tiyatroya gitmemiş olan babamı ertesi hafta annem hazırladı." -A. Ağaoğlu. 7.
 (-i, -e) Alıştırmak:
 Onu kötü habere hazırladık. 8.
 kim. Bir maddeyi elde etmek.