Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

düzenlemek ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü

düzenlemek anlamı İng. order Fr. ranger
Öğeleri, belirlenmiş kurallara göre yerleştirmek.

Güncel Türkçe Sözlük

düzenlemek anlamı
(-i) 1. Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek: Odasını düzenledi. 2. Yapmak, hazırlamak: "Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler." -B. R. Eyuboğlu. 3. müz. Düzenleme yapmak. 4. müz. Müzik aletlerini akort etmek.

Türkçe - İngilizce

düzenlemek anlamı
fiil
1) organize
2) arrange
3) regulate
4) lay out
5) set
6) coordinate
7) order
8) draw
9) draw up
10) compose
11) regularize
12) stage
13) promote
14) form
15) set out
16) collocate
17) dispose
18) construct
19) frame
20) execute
21) shape
22) engineer
23) forge
24) calendar
25) line up
26) put up
27) mount
28) methodize
29) scheme
30) grade
31) give
32) string
33) whack up
34) work up
35) do out
36) do
37) get up
38) get things square

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

düzenlemek anlamı
1. Müzik aletlerini akort etmek. 2. Bozuk bir aracı onarmak, çalışır hale getirmek.

düzenlemek eş anlamlısı

düzenli
sf. 1. Düzeni olan, yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam: "Hele, düzenli giyim diye bir dertleri hiç yoktur." -S. Ayverdi. 2. Sistemli, nizamlı, metodik.
hazırlamak
(-i) 1. Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek: "Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. (nsz) Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek: Sözlük hazırlamak. 3. Önceden düzenlemek. 4. Önlem almak, sağlamak: Kış için kömürü hazırladık. 5. Sebep olmak, yol açmak: İç bölünmeler felaketi hazırlar. 6. (-i, -e) Birini herhangi bir şeyi yapabilecek veya bir şeyi yüklenebilecek duruma getirmek: "Yine ömründe bir kez bile tiyatroya gitmemiş olan babamı ertesi hafta annem hazırladı." -A. Ağaoğlu. 7. (-i, -e) Alıştırmak: Onu kötü habere hazırladık. 8. kim. Bir maddeyi elde etmek.
tanzim etmek
1) sıralamak; 2) düzenlemek, düzen vermek: "Memlekete su getirmek, elektrik yapmak için müthiş projeler tanzim ediyor." -S. F. Abasıyanık.
yapmak
(-i) 1. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek: "Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." -Ç. Altan. 2. (nsz) Olmasına yol açmak: Durgun sular sıtma yapar. 3. (nsz) Yol almak. 4. Onarmak, tamir etmek: Bozulan saatimi saatçi yaptı. 5. (nsz) Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek: "Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım." -R. H. Karay. 6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek: "Şu işi yapıver, diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu." -S. M. Alus. 7. (nsz) Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek: "Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım." -R. H. Karay. 8. Düzenli bir duruma getirmek: Yatak yapmak. Yolu yaptılar. 9. (nsz) Üretmek: Ayakkabı yapmak. 10. (nsz) Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak: Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak. 11. Zarara yol açmak. 12. Etkili olmak. 13. (nsz) Salgılamak, çıkarmak: Tükürük bezleri tükürük yapar. 14. (-e) Dışkı çıkarmak: Çocuk, altına yapmış. 15. Gerçekleştirmek: "İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır." -Y. Z. Ortaç. 16. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek: Ben adamı ne yaparım biliyor musun? 17. (-i, -e) Evlendirmek: Bu kızı sana yapacağız. 18. (yar) Bir durum yaratmak: "Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı." -N. Araz. 19. (yar) Edinmek, sahip olmak: Servet yapmak. Altın yapmak. 20. (yar) Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek: "Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı." -H. Taner. 21. (nsz) Davranmak, hareket etmek: İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak. 22. (nsz) Olmak: Bu kış çok soğuk yaptı.

"düzenlemek" için örnek kullanımlar

Daha sonra hepsini toparlayıp belli bir biçimde düzenlemek elinizde.
Then arrange them in a certain way that builds up in your hands.
Kaynak: pclabs.com.tr
Bu nedenle öncelikle uykunuzu düzenlemek size yardımcı olacaktır.
Therefore, first, will help you to organize your sleep.
Kaynak: haber.stargazete.com
Ancak bunu düzenlemek benim işim değil ama dile getirmem gerekiyor.
However, it is not my job to edit, but you need to bring language.
Kaynak: gercekgundem.com
''Barışçı gösteri düzenlemek, göstericilerin yasal hakkıdır.
'' Organize peaceful demonstrations, demonstrators legal right.
Kaynak: haber27.com
maddesi esasında; "Yükseköğretim kurumlarının öğretim ini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki
Kaynak: Yükseköğretim Kurulu
Moleküler biyoloji de bir transkripsiyon faktörü gen lerin transkripsiyonunu düzenlemek için DNA üzerinde belli bir diziye bağlanabilen
Kaynak: Transkripsiyon faktörü
Temel görevi metin düzenlemek olan bu editörlerden en yaygını GNU Emacs olduğundan, kimi zaman GNU Emacs yerine kullanılır.
Kaynak: Emacs
Ankara Ticaret Odası, (kısaca ATO) Ankara 'da etkinlikte bulunan ticari kurum ve kişilerin ticari işlemlerini düzenlemek, kayıt altında
Kaynak: Ankara Ticaret Odası
Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü (BÜMK), 1974 yılında, müzik üretmek, müzik organizasyonları düzenlemek ve müzik paylaşmak amacıyla
Kaynak: Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü
Develi Ticaret Odası, (kısaca DeveliTO ) Develi'de faaliyette bulunan ticari kurum ve kişilerin ticari işlemlerini düzenlemek, kayıt altında
Kaynak: Develi Ticaret Odası
Tersane Konferansı (23 Aralık 1876 ), Osmanlı Devleti 'nin Balkanlardaki eyaletlerinin yönetim koşullarını düzenlemek üzere Avrupa
Kaynak: Tersane Konferansı
Muharrem kararnamesi, Osmanlı Devleti nin ödeyemediği iç ve dış borçlarını düzenlemek amacıyla,alacaklıların talepleri doğrultusunda
Kaynak: Muharrem kararnamesi
Dünya Sosyal Forumu, alternatif küreselleşme hareketi yanlılarının dünyada yürütülecek kampanyaları düzenlemek, stratejileri belirlemek ve
Kaynak: Dünya Sosyal Forumu
Liderler Zirvesi sırasında Avrupa Birliği 'nin iki kurucu antlaşmasının koşullarını iyileştirmek ve düzenlemek için kabul edilmiş bir antlaşmadır.
Kaynak: Nice Antlaşması
Kiropraktik (Yunanca : chiro- χειρο- "el-" + praktikós πρακτικός "ile yapılan")Sinir sistemi ni düzenlemek amacıyla omurga , kemik ve kas
Kaynak: Kiropraktör
Soybilim yazılımı soybilimsel veriyi kaydetmek, düzenlemek ve yayınlamak için kullanılan yazılım türüne verilen addır. Bir soybilim
Kaynak: Soybilim yazılımı
Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 1983 yılında Fen ve Mühendislik Bilimleri alanında lisansüstü eğitimi düzenlemek, bilimsel ve
Kaynak: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
İlin/ilçenin sorunlarına çözüm aramak,ilin imarını düzenlemek gibi görevleri olan belediye meclisi üyeleri,yerel seçim sonucu herhangi bir
Kaynak: Belediye meclisi üyesi
Avrupa Birliğine üye ülkelerdeki araçların plakalarını AB üyeliğini gösterecek şekilde düzenlemek zorundadır. İngiltere'de ise Bazı İskoç ve
Kaynak: Avrupa Birliği araç plakaları
Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 2006 yılında Fen ve Mühendislik Bilimleri alanında lisansüstü eğitimi düzenlemek, bilimsel
Kaynak: Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Output; hem çıkış, çıktı, hem de sistemden çıkmak, işlemleri etkinleştirmek veya düzenlemek gibi sistem üzerinde yapılan değişikleri ifade
Kaynak: Output
Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı (DKSV) Diyarbakır'da uluslararası kültür sanat etkinlikleri düzenlemek amacıyla Bejan Matur başkanlığında,
Kaynak: DKSV
Resim dosyalarını açmak, üzerlerinde çeşitli efektler uygulamak, türünü, boyutunu, renk skalasını değiştirmek, listelemek veya düzenlemek
Kaynak: İrfanview
Gemi güvertelerinde gemicilerin vardiya ve dinlenme zamanlarını düzenlemek için kullanılıyordu. Sivil saatlere benzemez,zilin vuruşu saatin
Kaynak: Gemi kampanaları

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.