doğaçlama
is. 1. Doğaçlamak işi, emprovizasyon. 2. zf. Birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi, doğaçtan, doğmaca, irticalen, emprovize: Doğaçlama şiir söylemek. 3. tiy. Yazılı metni olmayan, kararlaştırılmış taslağı, yerine, zamanına göre oyuncular tarafından, sahnede yakıştırılan sözlerle tamamlanan oyun, tuluat.

Kanto, tuluat tiyatrosunda kadın bir sanatçı tarafından söylenen şarkı ve bu şarkı eşliğinde yapılan dans Kanto sözcüğü Türkçe ye
Kaynak: Kanto

Kitaba ismini veren öykü olan Kumpanya, tuluat tiyatrolarını ve bu tiyatrolarda çalışan insanların hayatlarını anlatır. Sait Faik, bu
Kaynak: Kumpanya (kitap)

1901, kimi bilgi kaynaklarına göre 1903 - Midilli Adası ) Türk gölge oyunu ve kukla oyuncusu, ip cambazı ve tuluat oyuncusudur.
Kaynak: Hadi Poyrazoğlu

Naşit Özcan (d. 1886 İstanbul - ö. 26 Nisan 1943 İstanbul ), Türk tiyatrosunun ünlü tuluat ustası. " "Sultan Hamid'i bile güldüren
Kaynak: Naşit Özcan (tuluatçı)

Aynı dönemdeki tiyatro toplulukları tuluat a dayanır ya da kadrolarında kanto cular bulundururken, Osmanlı Dram Kumpanyası ağır başlı
Kaynak: Osmanlı Dram Kumpanyası

.kukla, meddah, ortaoyunu, tuluat, köy seyirlik oyunları, aşık karşılaşmaları,baranalar, fasıl heyetleri, halk oyunları, canbazlar, ayı
Kaynak: Atlıkarınca

Abdürrezzak Abdi Efendi, (d. 1835 , İstanbul - ö. 1914 , İstanbul) Türk tuluat sanatçısıdır. Yoksul bir aileden olduğundan öğrenimini
Kaynak: Abdürrezzak Abdi Efendi

Ana çizgileri bilinen bir konu ele alınarak, oyuncuların doğaçlama, yani tuluat yoluyla geliştirdikleri olaylar dizisi, gene
Kaynak: Türk tiyatrosu

İtalyan filmi ‘Yavru ile Katip' vardı, onları Altan Erbulak'la konuşturuyorduk ama tuluat yapıyorduk. yaptığımız tuluat o kadar tuttu ki,
Kaynak: Yavru ile Katip

Bu eserlerde Moliere'in gezginci tiyatroların alışılagelen İtalyan asıllı ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte konu ve stilinden
Kaynak: Molière