Giderek
umutsuz bir vaka haline gelen Hamit'i bırakıp, maça gelirsek.
Hamit, which has become increasingly desperate cases, leaving the game, though.
Kaynak: spor.haberturk.comHekim mutsuz,
umutsuz, kaygılı ve tükenmişlik sendromu içindedir.
Physician unhappy, hopeless, anxious and burnout in the.
Kaynak: kanalb.com.trAcaba Meireles İstanbul'da huzursuz, Süper Lig'de oynanan futboldan
umutsuz mu?
Meireles wonder in Istanbul, restless, hopeless Super League football been played?
Kaynak: skorer.milliyet.com.trFutbolu izlediğim dönem içinde bu kadar
umutsuz bir Trabzonspor görmedim sahada.
I have not seen such a desperate Trabzonspor during the period I watched football field.
Kaynak: tr.eurosport.comGenellikle duygusal olan şarkı sözleri;
umutsuz aşkları, günlük dertleri, umutsuzluğu ve başarısızlığı konu edinir. Küçük bir kısmı ise
Kaynak: Arabesk müzikAşk Şarkıları Paris'li,
umutsuz aşık karakterlerimizin, duygularını günlük sıradan konuşmalarla aktarmak yerine müzikal tadında şarkılarla
Kaynak: Aşk Şarkıları (film)Çaresiz,
umutsuz insanları intihar etmeleri için kandırır. Kötülüklere neden olur. Uzun ve dağınık saçları vardır. Görüntüsü ürperticidir
Kaynak: Satılaykanuni olmayan yola (yalanlardan ve dalkavukluktan rüşvete kadar) başvuran, dört
umutsuz emlakçının hayatlarındaki iki günden parçalar gösterir.
Kaynak: Glengarry Glen RossYetkilerini sınırlamak isteyen güçlü baron grubuna karşı uzun ve
umutsuz bir mücadeleye girmiştir. Kral I. Edward 'ın dördüncü oğluydu. 7
Kaynak: II. EdwardArda tarihinde ilk kez akraba kanı dökmüşlerdir. Feanor ve beraberinde sürüklediği elfler Melkor 'a karşı
umutsuz bir savaş başlatmıştır.
Kaynak: SilmarilÇok uzun kesintisiz cümlelerden oluşan roman sonuna kadar
umutsuz bir havada ilerler. Romanın son cümlesi olan "Devam edemem, devam
Kaynak: AdlandırılamayanKlipte Reznor, ölü çocuğu için yas tutan
umutsuz bir babayı canlandırmakta, bu karakter absent tüketimi içinte kendini kaybetmektedir.
Kaynak: The Perfect Drug