bahsetmek ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
bahsetmek, -der anlamı
(-den) (ba'hsetmek) Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak: "O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti." -F. R. Atay.
(-den) (ba'hsetmek) Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak: "O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti." -F. R. Atay.
Türkçe - İngilizce
bahsetmek anlamı
fiil
1) mention
2) talk about
3) speak of
4) refer
5) cite
6) make mention of
7) discourse
8) advert
9) chew over
10) make noises
11) slip in
12) talk on
13) talk over
14) talk round
fiil
1) mention
2) talk about
3) speak of
4) refer
5) cite
6) make mention of
7) discourse
8) advert
9) chew over
10) make noises
11) slip in
12) talk on
13) talk over
14) talk round
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bahsetmek anlamı
(< Ar. bahş+etmek) bahsetmek
(< Ar. bahş+etmek) bahsetmek
bahsetmek eş anlamlısı
konuşmak
(nsz) 1. Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak: Çocuk daha konuşamıyor. 2. (-i, -den) Belli bir konudan söz etmek: "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." -H. E. Adıvar. 3. (nsz, -le) Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek: "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." -F. R. Atay. 4. Söylev vermek, konuşma yapmak. 5. Konuşma dili olarak kullanmak: Türkçeyi çok iyi konuşuyor. 6. Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak: Dilsizler el işaretleriyle konuşur. 7. (-le) İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek: Üst kattakilerle konuşuyoruz. 8. Flört etmek. 9. Dargın bulunmamak. 10. Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak. 11. Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek. 12. mec. Becermek, uzman gibi yapabilmek: "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." -M. Yesari. 13. mec. Geçerli olmak, etkin olmak: Yasaların yerine yumruklar konuştu. 14. tkz. Şık ve zarif görünmek: Bluzun konuşuyor.
(nsz) 1. Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak: Çocuk daha konuşamıyor. 2. (-i, -den) Belli bir konudan söz etmek: "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." -H. E. Adıvar. 3. (nsz, -le) Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek: "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." -F. R. Atay. 4. Söylev vermek, konuşma yapmak. 5. Konuşma dili olarak kullanmak: Türkçeyi çok iyi konuşuyor. 6. Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak: Dilsizler el işaretleriyle konuşur. 7. (-le) İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek: Üst kattakilerle konuşuyoruz. 8. Flört etmek. 9. Dargın bulunmamak. 10. Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak. 11. Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek. 12. mec. Becermek, uzman gibi yapabilmek: "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." -M. Yesari. 13. mec. Geçerli olmak, etkin olmak: Yasaların yerine yumruklar konuştu. 14. tkz. Şık ve zarif görünmek: Bluzun konuşuyor.
"bahsetmek" için örnek kullanımlar
Siyaset, demokrasi gibi konularda aynı seviyeden bahsetmek mümkün mü?
Politics, Is it possible to talk about at the same level on issues such as democracy?
Kaynak: dunya.milliyet.com.trBiraz bahsetmek gerek aslında, ne kadar çok kişi bilirse o kadar iyi.
Little need to mention the fact that, no matter how many people knew so well.
Kaynak: haberturk.comUcube, başkalarıyla telefondan bahsetmek için telefonu kullanandır.
Freak, others used the phone to talk about the phone.
Kaynak: haberyurdum.comBu akşam kaybettik ama bu noktada Vakıfbank'tan bahsetmek istiyorum.
Vakıfbank lost but at this point I want to mention this evening.
Kaynak: trtspor.com.trYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
