bağışlamak (-i, -e) 1. Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek:
Bütün malını Kızılay'a bağışladı. 2. Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek:
"Çocuk elindeki çiçek demetini kumandanın ayağı altına atarak: -Babamı bağışlayınız diyordu." -F. R. Atay. 3. Görevden çekmek, almak. 4. Deyimlerde "Tanrı esirgesin, ayırmasın" anlamlarında kullanılan bir söz:
Allah sahibine bağışlasın. Allah anasına babasına bağışlasın. sunmak (-i, -e) 1. Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek:
"Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." -B. Felek. 2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak. 3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek.